AMMA ANTİKASIN!




Of! Ay! 
Aman aman aman!

Tüm bu tepkiler Songül’ün çeyiz bohçasını açmasına eşlik ediyordu. Bohçayı açtıkça içinden beş nesillik eşyalar çıkıyordu. Anneannesinden, onun büyük büyük nenesine varana kadar, her kuşaktan bir parça vardı.

Kim bilir kaçıncı kez çeyizini bohçasına baştan diziyordu. Hiç sıkılmıyordu aynı şeylere tekrar tekrar bakmaktan. İşe her zamanki gibi yerleştirmesi kolay olanlardan başladı. Nevresim takımları… Anneannesinin el işlemesi göz nuru dantelleri o kadar çoktu ki bir kısmını terzi arkadaşına götürmüştü. Arkadaşından kendisine nevresim takımı, masa örtüsü ve bebek nevresim takımı yapmasını istemişti.

Arkadaşlarına gösterdiğinde “Songül Allah aşkına kaldı mı böyle şeyler?” demişlerdi. Biraz bozulmuştu Songül ama çok takılmamıştı. İnsanların ne dediğine pek takılmaz ve günün sonunda kendi bildiğini yapmaya devam ederdi. “Antika” Songül’ün arkadaşlar arasındaki takma adıydı. E tabi eskiye bu kadar değer veren bir insanın çeyizi de yeni çıkan popüler ürünlerle dolu olamazdı. “Hey gidi! Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağarmış. Kıymet bilmezler!”




Songül hayatı boyunca başkalarının “eski kafalı” diyeceği bir kadın olmuştu. Yeşilçam filmleri izler, Zeki Müren dinler ve konuşurken anlamları unutulmuş kelimeler seçerdi. Yaşıtları gibi ne yeni filmlerde ne yeni mekanlarda ne de yeni olan herhangi bir şeyde gözü yoktu. Senelerdir gittiği, bildiği kafelere giderdi. Adını, tadını, güzel olduğunu bildiği şeyleri sipariş ederdi. “Senelerdir aynı yere gidiyoruz. Eskidi orası artık!” derdi arkadaşları. Ancak eskide anlam ve emek vardı Songül için. İnsan geçmişini unutursa nasıl yaşardı? Nereden geldiğini bilmeden nasıl geleceğini planlardı?

İnsan geçmişini bilmeden, anlamadan ve geçmişten ders çıkarmadan geleceğini tasarlayamazdı. İnsan geçmişinden bağımsız sadece geleceğini düşünürse uçurumdan düşer gibi düşerdi. Mevcudu korumak gerekirdi ilk önce. Mevcudu korumak... 

Nikaha çok az kalmıştı ve eve  hala yerleşememişlerdi. Nikah günü yaklaştıkça nişanlısı Hakan’la tartışmaları artmaya başlamıştı ve Songül artık ikna olmuştu. “Evet evet, bu ileride benden de sıkılır. Daha iyisini bulunca gözümün yaşına bakmaz.” Hakan salona koyduğu dantelleri görüp “Bu ne ya babaannemin evi gibi.” deyince bunu Hakan’ın suratına da söylemişti. 
-Sen hiç eskiye değer vermiyorsun. Hep yeni hep yeni! Nereye kadar yeni? Birkaç sene sonra benden sıkılıp yeni eş bakmaya da başlarsın sen!
-Ya hayatım! Ne alakası var şimdi? Nereden vardın böyle bir sonuca?

Yok. Ne dediyse ikna edemedi Songül’ü. Bir kere kırmıştı onu ve Songül de bir şeyi kolay unutmazdı. Kim bilir kaç yıl sonra hala bu tartışmalarını hatırlatıyor olacaktı? Halbuki Hakan hem böyle olaylara çok takılmazdı hem de düğün heyecanıyla bu tartışmayı çoktan unutmuştu bile. Aklında sadece birkaç ay sonra yaşayacakları hayatın hayalleri vardı.

Hakan, Songül’ün birçok konuda zıddıydı. Zaten böyle olmaz mıydı? Zıt insanlar birbirini bulurdu.  Songül ne kadar eskiyi seviyorsa o da o kadar yeniyi seviyordu. Son çıkan teknolojik aletlerin hepsini adını bildiği gibi bilirdi. Ne de olsa endüstri tasarımcısıydı. Yeni onun işiydi ve piyasada sürekli yeniyi takip etmek gerekiyordu. Yenide gelecek vardı ve yeniden hiç sıkılmazdı insan. Yeni sürekli değişirdi, Hakan da değişime ayak uydurmakta iyiydi. 




Hem hayatta durağanlık yoktu. 

Her şey her saniye değişirken bir şeye neden takılıp kalırdı ki insan? Beş sene önceki ofis hayatını düşündü. Şimdi ise hem ofisten hem evden çalışabiliyordu. Bu bile hayatını ne kadar değiştirmişti. Hemen uyum sağlamıştı değişime. Songül’ün işyerinde de benzer bir değişiklik yapılmıştı ama Songül alışamamıştı. “Evden iş mi olur canım? Eski köye yeni adet…” demişti ve ilk fırsatta koşa koşa ofise dönmüştü. Evet belki insanın rutinleri, alışkanlıkları olması güzeldi. Peki kontrolü dışındaki değişimlere nasıl uyum sağlayabilirdi ki bu şekilde? İnsanın biraz da esnek olması gerekmez miydi? 

Hakan ne kadar yeniye tutkunsa Songül de o kadar eskiye düşkündü. Kendisi hayatı ne kadar akışında yaşıyorsa müstakbel eşi de bir düzen ve çerçeve içinde yaşıyordu. Hakan’ın gelecekle ilgili hayalleri zihninde ne kadar yer kaplıyorsa, Songül’ün zihninde de geçmiş anıları o kadar yer tutuyordu.

Tam bu sorularla dertlenirken telefonu çaldı. Arayan yakın arkadaşı Ahmet’ti. 
-        Hakan nasılsın, ne yapıyorsun? Hemen, sana göndereceğim konuma geliyorsun.
-        Neden? Bir sıkıntın mı var?
-     Benim değil, senin var. Çözümü de burada. Songül’le yaşadığın bütün problemlerin çözümü bu seminerde.  Hemen gel bir saate başlayacak.
-        Neymiş peki bu seminer?
-        İlişkilerde Kim Kimdir?

İnsan ilişkilerinde problemler yaşar. Bu problemlerin çözümü de zıddında gizlidir. Peki o zaman nedir “Kim Kimdir?”






Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü 
ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. 
Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme 
ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.
 

Kim Kimdirİlişkide Ustalık”Başarı Psikolojisi programlarıyla 

mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara 

hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.













Yorum Gönder

27 Yorumlar

  1. Peki o zaman nedir KİM KİMDİR?
    Farklılıklarımızın olduğunu kabul edip, öğrenmeye başladığımız yer.
    Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  2. "İnsan geçmişini bilmeden, anlamadan ve geçmişten ders çıkarmadan geleceğini tasarlayamazdı". Ne kıymetli bir söz 🪻🪻

    YanıtlaSil
  3. İnsana kendini ve çevresini tanıma marifeti kazandıran harika bir seminer👌 doğru iletişim ve ilişki kurmanın anahtarı. Her insanın sahip olması gereken yol haritası.... Emeğinize sağlık farklılıklarımızı ne güzel aktarmışsınız🌻

    YanıtlaSil
  4. Problemlerimizin kaynağı kendimizi ve ilişkide olduğumuz insanları tanıyor olmamamız.. Kim kimdir eğitimi iyi ki var 🤲Farklılıklarımızı anlayıp tahammüllerimizi arttırabiliyoruz. Farklılıklar bu kadar net ve detaylı anlatılabilirdi, emeğinize sağlık 🍀

    YanıtlaSil
  5. İnsan zıttı ile gelişiyor ama bunu kabul etmekte zorlanıyor ne yazık ki 😔

    YanıtlaSil
  6. İnsanları tanıdıkça iletişimlerimiz güçlenmekte, insanların neyi neden yaptığını görmekteyiz.

    YanıtlaSil
  7. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Songül ve diğer birçok insan kendisini tanımıyor. Ağzınıza sağlık❤️

    YanıtlaSil
  9. Harika bir yazı 👏🏻🌸

    YanıtlaSil
  10. İnsanın kendine karakter katması ne güzel!

    YanıtlaSil
  11. Mutlu ilişkiler kimin kim olduğunu bilmekle başlar 💖

    YanıtlaSil
  12. İnsanlar birbirlerini tanımadıklarında problem yaşarlar. Problem yaşamamak için karşımızdaki, çevremizde ki insanları iyi tanımamız gerekir… Ellerinize sağlık çok güzel bir yazı 🌸

    YanıtlaSil
  13. Geldiğimiz yerler ve varacağımız yerlerin uyumlu olabileceği yasaya uyumlanabilmemiz temennisiyle🌺
    Bedelleriniz bereketlensin🌿

    YanıtlaSil
  14. Kaleminize sağlık ,muhteşem bir yazı olmuş, teşekkürler

    YanıtlaSil
  15. Sebebini bilmediğimiz tepkileri ve davranışları genellikle kusur zannedip o davranislari o insanin problemleri olarak tanimlayabiliyoruz ve o insan hakkinda yanlış yargılara varabiliyoruz. Oysa her davranışın bir sebebi o kişinin mizacinda gelen özellik olduğunu anladığımızda o zaman yargılar yerine kabul etme ve anlayaşı dönüşüyor.
    Kaleminize sağlık. 🌼🪻

    YanıtlaSil
  16. İnsan ne eski yaşadıklarından vazgeçmeli ne de sürekli şeyler deyip macera yaşamalıdır. Sadece eski sadece yeni demek tek bir noktaya takılmak gibi olur. Oysa iki nokta arasında esnek olunduğu da denge olur. Hayatımızda da dengeli yaşam olduğunda mutlu oluyoruz. Ellerinize sağlık 💐💐

    YanıtlaSil
  17. İnsanlar farklı oldukları için değil farklılıklarını yönetemedikleri için tartışır. Tabi bu farklılıkların neyden kaynaklandığını bilmek lazım

    YanıtlaSil
  18. İnsan hoşuna gitmeyen bir şeyin sebebini bilmiyorsa ona sadece tahammül ediyor, o tahammül de bir yerde patlak veriyor. Ama sebebini bilince o tahammül yerini kabul etmeye ve anlamaya bırakıyor…

    Faklılığın sebebini anlatanlara, vesile olanlara teşekkürler ☘️

    YanıtlaSil
  19. Kabullenmek. İlk adım. İnsanın önce sorunu kabullenmesi. Çok kıymetli. Emeğine sağlık Hocam.

    YanıtlaSil
  20. İnsan zıddından etkilenir ancak en büyük sınavları da zıddında ki insanla yaşar. Tüm bu farklılıklarla hayatı mutlu ve huzurlu yaşamak mümkün mü? Elbette mümkün

    YanıtlaSil
  21. Hayat farklılıklarla güzel ;)

    YanıtlaSil
  22. Farklılıklarımıza rağmen yaşayabilmek... Ötekileştirmeden... Anlayarak... Kabul ederek... Kimin kim olduğunu bilerek mümkün...

    YanıtlaSil
  23. Anlamak anlaşılmak.. ne kıymetli kavramlar.. teşekkür ederiz 🌸

    YanıtlaSil
  24. Özlem Sunarel15 Eylül 2024 19:10

    İnsanların özelliklerini bilmek birçok problemi ortadan kaldırır. Bu seminer nerede? Bende gelmek istiyorum 💕

    YanıtlaSil
  25. Birbirinden Zıt insanların birbirleriyle güzel ilişki kurabilmesi çok zordur ama bunu başarabildiğinde ilişkilerde usta olmayı da başarmış demektir. Çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık 🌻

    YanıtlaSil
  26. İnsan kendini ve çevresini tanıdıkça çözüm üretebiliyor, sorunlarını aşabiliyor. Öyleyseeee kim kimdir :)

    YanıtlaSil