BİR DİLEK TUT!

Neslihan yüzünde bir tebessümle uyandı. Kalkıp pencereyi açtı ve uzun uzun gökyüzüne bakıp sabah havasını içine çekti. Bugün gökyüzü ayrı hava bir ayrı güzel geldi ona. Bugün Hıdrellezdi. Yıllardır bu kadar heyecanla beklememişti bugünü. Ta ki birkaç gün önce, 5 yıl önceki hıdrellezde dilediklerinden fazlasına sahip olduğunu fark edinceye kadar. 

5 yıl önceydi ve eşiyle evliliklerinin üzerinden bir yıl geçmişti. Bir kağıda minik bir beşik ve bebek çizmeye çalışmıştı. Gece yarısı bahçeye inip gül ağacının altına gizlemişti. Eşi Tarık’la mutlu bir evlilikleri vardı. İstedikleri tek şey mutlu yuvalarına katılacak minik bir aile üyesiydi. O gece uzun uzun dua etmişti. Ancak beraberinde gelen 2 yıl her ikisi içinde zorlu geçecekti.

Bir sürü tahliller, tedavi yöntemleri ve türlü uygulamalardan sonra; doktor çocuk sahibi olmalarının çok düşük bir ihtimal olduğunu söylemişti. Neslihan bunu kabul etmeyip başka doktorlara gitmeye ve başka yöntemler denemeye devam etti. Ancak ne duydukları değişti ne de sonuç…

İnsan gerçeği değil, isteklerinin zıddını kabul etmekte zorlanır.

Neslihan ve Tarık bir süre sonra durumu kabul ettiler. Hala anne ve baba olma istekleri vardı. Geçen 2 yılda problemi reddettikleri için hiç “başka bir yolu var mı?” diye düşünmediklerini fark ettiler. Ancak durumu kabullenince çözümü o kadar da uzakta aramalarına gerek kalmadığını gördüler. Çocuk Esirgeme Kurumuna gittikleri o gün, son 2 yıldır hissetmedikleri kadar rahatlamış hissediyorlardı. Artık istekleri karara dönüşmüştü ve çözüm için hamle yapmaya hazırlardı. Aylar süren prosedürlerden sonra gelen bir telefonla evin içinde bayram havası esti. İki yılın sonunda kızları Meryem’e kavuştular. Artık üç kişilik kocaman bir aileydiler.

Dilekleri kabul olmuştu. Kızları bugün 3 yaşındaydı ve hayatın onlara verdiği bu hediyeden dolayı Tarık da Neslihan’da minnettardı. Ancak hayatın onlara sürprizi bitmemişti. Neslihan birkaç ay önce şüphelenip doktora gitti ve ailelerine yeni bir üyenin katılacağı haberini aldı. Hem şaşkınlık hem de büyük bir mutluluk içindeydiler. Birkaç sene önceki Neslihan bugünü hiç bu şekilde hayal edemezdi.

5 yıl sonra gece vakti yine elinde bir kağıt vardı. Meryem’in odasının önünden sessizce geçti. Bahçeye gül ağaçlarının yanına çıktı. Karnı eğilmesini zorlaştırmaya başlamıştı. Mutlu bir ailesi vardı ve ne isteyeceğini bilemiyordu. Tüm gün ona bu mutluluğu getiren şeyi düşündü. Ne gittiği doktorlar ne çözüm diye başvurduğu onca yöntem… Ona bunu getiren; doğru yerde doğru tepkiyi verebilmiş olmasıydı. Bu yüzden bu sene tek dileği buydu: Şartlar ne olursa olsun, bir yolunu bulabilmek..

İkisini de büyütmüş saçları ağarmıştı. Bir pazar kahvaltısında ellerinde bir demet kasımpatı ile birkaç not.. Abla kardeş yanaşmış, bir buse kondurmuşlardı annelerine. Yoğunluk olsa gerek, unutmuştu bugün anneler günü olduğunu.. Sarıldı kızlarına ve anı defterine yerleştirmek için bir minik notu daha olmuştu. Gül ağacının yanına gitti ve okumaya başladı. O iki genç kızdan şu olgun cümleler iliştirilmişti nota, 

Tüm sıkışmışlık anlarında hayat insandan bir duruş bekler. İnsan bir problemle karşılaştığında çözümü dış dünyada arar. Oysa her problem insanı yetiştirmek için gelen sınavdır. İnsan ancak problemi kabul ettiğinde çözüme ulaşmaya başlar. Bizi gerçek anlamda yetiştirdiğin, problemlerimize doğru çözümler bulduğun için teşekkür ederiz.. 

 

 

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü 

ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. 

Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme 

ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.

 

“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla 

mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara 

hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.