Eve girdi ve kapıyı tüm geceyi ardında bırakmak
istercesine örttü. Ailecek yemek yiyip güzel bir akşam geçireceklerdi. Ancak ne
olduysa yine tüm yemek mahvolmuştu. Başlarda güzel başlamıştı aslında. Abisi
işleriyle ilgili sorunlarını anlatana kadar... Bir süredir devam eden
sorunlarına sürekli geçici çözümler buluyordu. Zehra da dışarıdan bir gözle
olayı daha iyi anlıyordu. Bu şekilde abisinin, bu problemi içinden çıkılmaz bir
hale getirdiğini görebiliyordu. Zaten böyle olmaz mıydı..?
İnsan içinde olduğunda gerçek
problemi görmekte zorlanırdı.
Gerçek problemi göremeyince de
gerçek çözüm üretemezdi.
Uzun zamandır aile görüşmesinde bu konu konuşulup
duruyordu. Zehra da sürekli benzer noktalara dikkat çekiyordu. “Borç borcu
doğurur.” “Şirket giderlerini azaltman daha iyi olmaz mı?” “Birlikte üretimde
olduğun ortaklarınla, tüketmemen gerekir.” Ancak abisi oralı olmuyordu. O
yüzden Zehra biraz da bıkkınlıkla aynı şeyleri tekrar etti. Tek istediği yardım
etmek ve onun için çıkar yol bulmaktı. Ancak konuşmanın ortasında abisi
dayanamadı. Onu itici bir üslupla konuştuğu gerekçesiyle suçladı. Bunu duyunca Zehra
kendini kötü hissetti. Çünkü tek istediği, içinden çıkılmaz gibi duran bu
süreçten çıkması için abisine yardım etmekti. Sesini yükseltmemiş, abisine
karşı suçlayıcı konuşmamıştı. Sadece tüm bu sürecin uzun yıllar önce
başladığını ve hangi kararının sonucu olduğunu hatırlatmaya çalışmıştı.
Gerçekten
kötü bir üslup mu kullanmıştı?
Yoksa
abisi mi bunları duymaya hazır değildi?
Birkaç
gün önce en yakın arkadaşıyla yaptığı konuşmayı düşündü. Arkadaşı nişanlısıyla
problem yaşamıştı ve bu yüzden Zehra ile görüşmek istemişti. Nişanlılık
süresince şahit olduğu bazı durumlara artık katlanamıyordu. Ne yapması
gerektiğini, nasıl tepki vermesi gerektiğini düşünüyordu. O yüzden Zehra’yı
çağırmış ve sadece dertleşmek değil bu duruma bir çözüm bulmak istemişti. Zehra
ona da benzer şekilde gerçek problemi göstermeye çalışmıştı. Çünkü biliyordu ki
kişi
gerçek problemi gördüğünde çözümü de kolayca kendi bulabilirdi. Arkadaşına
yaşadıkları zorlukları artık görmezden gelmemesi gerektiğini hatırlatmıştı. Yılların
verdiği yakınlığa güvenmiş ve tüm bunları rahatlıkla ona söyleyebilmişti. Ancak
arkadaşı söylediklerine abisi gibi tepki vermemişti. Zehra’nın söylediklerini
dinlemiş, üzerine sorular sormuştu. Görüşme sonunda arkadaşı nasıl tepki
vereceğini çözmüş ve Zehra’ya yanında olduğu için teşekkür etmişti. Peki ama
neden arkadaşı üslubuna takılmazken abisi takılmıştı?
Abisi
arkadaşından daha yakın değil miydi? Abisine ve yaşadığı olaya karşı daha yumuşak
tepki vermemiş miydi? O zaman neden abisi onu sert bir üslupla konuşmakla
suçlamıştı da, arkadaşı ne söylediğiyle ilgilenmişti?
İnsanlar içerikten tatmin olmadığı
zaman biçimi eleştirirler.
Zehra’nın
abisi tüm bunları sadece ailesiyle paylaşmak için aktarmıştı. Bu konuyla ilgili
yardım istememişti. Kendi bulduğu anlık çözümlerden rahatsız değildi. Sadece
Zehra bu olayın dönüp dolaşıp karşısına sürekli çıktığını görüyordu ve
sorulmamasına rağmen bunu çözebileceğini ona anlatmaya çalışmıştı. Ancak abisi
bu durumu büyük bir sorun olarak görmüyordu. Öyleyse duymak istemediği şeyleri
söylemenin ne faydası olacaktı?
Üstelik
doğru zamanda duymadığı için belki de gerçeği daha geç görecekti. Çünkü sürecin
en başında yaptığı hatayı kabul etmeye hazır değildi. Hala doğru olanı
yaptığına inanıyordu. Bir de Zehra üzerine böyle konuşunca hatasını daha da
savunur hale gelmişti.
Zehra
tüm bunları düşünürken verdiği tepkiden pişman oldu. Yardım etmek istemişti ama
belki de işi daha da içinden çıkılmaz hale getirmişti. Peki kimseye yardım etmeyecek, kimseye bir şey
önermeyecek miydi? Hayır, tabi ki... Ancak hayatın bir ölçüsü var. Gerçeği duymak isteyen
ve istemeyen insanların da… Çünkü
insanlar gerçeği duymak isterler ama buna bazen pek de hazır olmayabilirler..
Zehra bundan
sonra kime ne söylediğine daha dikkat edecekti. Birine bir şey söylemeden önce “O kişi
bunu duymak istiyor mu?” diye düşünecekti. Asıl ölçü olan “Soru
varsa cevap var.” diye hareket edecekti. Bunu daha iyi kalibre edip, ona
göre ilerleyecekti..
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü
ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir.
Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme
ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara
hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.
62 Yorumlar
Olayın içindeyken gözü kör oluyor insanın, ne problemi ne de çözümü görebiliyor. Bazen olayın içinde kaybolup boşu boşuna çırpınıyor… Harika bir yazı olmuş emeklerinize sağlık 🫶🏻
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 😊
YanıtlaSil"Insanlar içerikten tatmin olmadığı zaman biçimi eleştirirler"
YanıtlaSilÇok doğru! Kaleminize sağlık… Gerçek problemleri göremeyince gerçek çözümler de üretemeyiz…
YanıtlaSilEllerinize sağlık🌼
YanıtlaSilSoru varsa cevap anlamlı, ellerinize sağlık
YanıtlaSilInsanlara duymasını istediklerimizi onlar duymaya hazır olmadan söylemememiz gerektiğini anlatan çok güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık
YanıtlaSilAnlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az atasözünü bilinci açık olana işaretler çok bilinci kapalı olana mucize az diye değiştirebiliriz. Gerçeği işitmeye ve kabul edecek egoya sahip olabilmek duasıyla. Ellerinize sağlık müthişbir yazı olmuş 😇
YanıtlaSilGerçeği duymak isteyene söylemek gerekiyor, yoksa söylediğimiz hep boşa çıkıyor.
YanıtlaSilİnsan bazen karşıda ki toparlansın diyerek dayanamıyor ve pat diye çözümü söylüyor ama o kişi gerçekten çözüm istiyor mu yoksa sadece şikayette bulunmak için mi anlatıyor bunu kalibre edemiyor ne yazık ki 😔
YanıtlaSilKaleminize sağlık düşündürücü bir yazı olmuş 🌸
Soru varsa cevap var, duyup, görüp, anlayabilene. Sorunlarımızın gerçek cevabı bulduğu, Sorunlarımızın çözüldüğü zamanlarımız olsun
YanıtlaSilAnlamlı bir paylaşım olmuş ellerinize sağlık.
YanıtlaSilİnsanın bazen söylemesi yardımdır bazen de susması. Doğru yerde doğru cümlelerle konuşmayı nasip etsin RABbim
YanıtlaSilİnsan bir şeylerin içeriğinden tatmin olmadığında biçime takılırlar. Hiç fark edilmeyen fakat ne kadar da gerçek... Ağzınıza sağlık♥️
YanıtlaSilİlişkilerin bozulmasına yol açan, hayatımız boyunca etrafımızdakilere söylediğimiz o kadar çok laf var ki!
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilÖğüt vermek, öğüdü almak hayatımız için önemli şeylerdir. Ancak kime ve nasıl öğüt verilmeli? sorusunu cevaplayan güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilBir de yaşadığım bir şeyi paylaşmak isterim. İstemeyen, sormayan birine öğüt verildiğinde Her zaman abisinin verdiği gibi sert bir tepki görmeyiz. Tam aksine karşı tarafı daha çok yıpratadabiliriz. Bir probleminden rahatsız olan biri şuan çözüm uygulayamıyor diye hemen ona böyle olmaz şöyle yapmalısın demek onun kendini içinde daha da üzmesine sebep oluyor. İç sesi aslında sizi kırmamak için bir şey demese de şöyle oluyor. “ sormadım niye söylüyorsun. Söylediklerini yapmaya gücüm yok ki, beni daha cok başarısız mutsuz hissettirmekten başka bir işe yaramadı bunlar” ve böylece içsel bunalımını arttırmış oluyorsunuz. artık bir şeyler yapmaya gücü ve isteği olsa zaten kendi bir arayışa giriyor.
Aksi taktirde onun iyiliği için verdiğiz akıl zaten kendinizin de yapabildiği bir şeyse kibir gibi yani ondan üstünlüğünü belirtmek gibi bir ince çizgiye varıyor. Ve kimse bu detayın farkında değil….
Yapmayın! çocuğunuz da olsa anneniz de olsa birilerinin yapamadıkları şeyleri sırf farkedebiliyorsun diye akıl verme hakkınız yok! İyilik yapayım derken daha kötüsüyle de sonuçlanabiliyor.
İnsan sevdiklerine fayda vermek onlarıı korumak istiyor. Ama bazen söyledikleri ne kadar gerçek de olsa faydadan çok zarar verebiliyor... Kendi hayatımdan bir kesit gördüm okurken...
YanıtlaSilEmeğine sağlık güzel bir paylaşım olmuş.
YanıtlaSilSoru varsa cevap var. Sorulmadan anlatılan hic teması olmuyor malesef...Cok guzel yazı olmuş elineze saglık.
YanıtlaSilNe de güzel ele almış yazan💫
YanıtlaSilNasip olsa egomuzu geri plana atıp bilinçli hareket edebilmek.. Ne hoş olur🌹 Düşünmeye sevk edenlere, algıda kalabilenlere selam olsun💫💛
Bazen gerçekten insanlar bazı şeyleri duymaya hazır olmuyor bunu anlatan çok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık
YanıtlaSilŞikayet etmek sadece problemi büyütür. Peki problemini çözmeye gerçekten hazır mısın? Kaleminize sağlık harika bir yazı 🌺
YanıtlaSilÇok doru "doğru söyleyen dokuz köyden kavulur" misali insanların duymaya hazır olup olmadığını iyi kalibre etmek gerekir aydınlatıcı bir yazı olmuş emeğinize sağlık hocam
YanıtlaSilEn yakınlarımız dahi olsa insanlar gerçeği duymaya hazırlar mı? SORU varsa cevap var... Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilGerçeği duymayı hak edenlerden olalım inşAllah🤲
YanıtlaSilAsıl ölçüyü hayatımıza katabilmek dileğiyle🌺 kaleminiz bereketli olsun..
YanıtlaSilGerçekten hazır mıyız hayata?
YanıtlaSilYüzleşebiliyor muyuz gerçeklerimizle?
Gerçek hayat yaşdığımızı sanarken ya sahte de kaybolduysak?
Çok güzel brş uazı olmuş emeğinize sağlık
İnsan gerçeği duymayı hep ister ama gerçekleri duymaya hazır mıdır? Önemli olan mesele de bu… Ellerinize, emeğinize sağlık ❤️
YanıtlaSilYazılarınızda hem sorunu hem de çözümü belirtmeniz ve bu çözümün uygulanabilir bir çözüm olmasına bayılıyorum. Emeğinize yüreğinize sağlık...
YanıtlaSilİnsan sevdiklerinin mutlu olmasını istiyor. Onların mutsuz olduğunu görünce dayanmakta zorlanıyor. Çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık. Soru yoksa cevap yok. Çok güzel bir hatırlatma oldu 😊
YanıtlaSilHayatın her alanında olduğu gibi burada da denge çok önemli. Bazen yapayım derken yıkıcı oluyoruz.
YanıtlaSilAncak albeni uyandıracak insan işte bu hayatta. Yoksa kimseyi değiştirmeye hakkımız yok.
YanıtlaSilKarşımdaki insanın ihtiyacı ne?? Bunu iyi kalibre etmek. Dertleşmek mi ? Çözüm mü? Güzel bir yazı olmuş elinize sağlık🪷
YanıtlaSilİnsan çıkarına ters geleni duymak istemez gerçeği duyar anlamaz. Gerçek her zaman üstündür.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık çok güzel bir yazı
YanıtlaSilGerçeği duymak için hazır mı? Ego ya çarpınca , en doğru söz bile batıyor insana....
YanıtlaSilBen söyleyeceğimde sen buna hazır mısın? :) kaleminize sağlık...
YanıtlaSilAçlığı öğrenme isteği olmayana hiçbir şey anlatamazsın çok acı. Problemini çözmek için değil sadece kabını boşaltmak için anlatanlar için farkındalık yaratan bir yazı olmuş.. Emeğinize sağlık🌺
YanıtlaSilAnda verilen tepkiler😔
YanıtlaSilHer doğru her yerde söylenmez dersi büyüklerimiz… Ne kadar doğru.
YanıtlaSilHer doğru her yerde söylenmez dersi büyüklerimiz… Ne kadar doğru.
YanıtlaSilDinlemeye hazır mı gerçekten insan , iyi kalibre etmeli … kalemimize sağlık
YanıtlaSilElinize sağlık, çok güzel bir yazı olmuş 🪻
YanıtlaSilinsan canını acıtsa da gerçeği bilmeyi istiyor. su hava gibi gerçeğe ihtiyaçlıyız. 🌱
YanıtlaSilİnsanın öyküsünün başında da olan yasa... Soru varsa cevap var... Tahrik oluşturduktan sonra talep gelmeden hareket etmememiz gerekir... Her şey her şeyle ilişkili...
YanıtlaSilSorulmadan verilen cevaplardan sonra “İnsanlar iyilikten anlamıyor” ile devam eden silsileler…
YanıtlaSilFarkında olmak çok güzel 🌸
Soru varsa cevap var... Ne çok düşüyoruz bu tuzağa.. Ellerinize sağlık hocam..
YanıtlaSilİnsan gerçeği bilince, karşısındaki kişiye yardımcı olmaya, probleminin gerçeğini göstermeye çalışıyor ama hakikaten soru varsa cevap olmalı.
YanıtlaSilİnsan hazır değilse söylediklerini duymaya, içeriğe değil de nasıl söylediğine bakarak değerlendiriyor. Yine güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık…
YanıtlaSilEllerinize sağlık
YanıtlaSilÇok çok begendim
Soru varsa cevap. Aslında insana büyük bir konfor sağlıyor. 😊
YanıtlaSilDuymaya hazır mı, değilse ya duymuyor yada kabul etmiyor
YanıtlaSilİnsan en çok da yardım etmek isterken o tuzağa düşüyor, ne kadar iyi niyetli bile olsak karşımızdaki hazır değilse işin gerçeğini bile biliyor olsak bize sadece sabredip doğru zamanı beklemek düşüyor.
YanıtlaSilBence zaman zaman herkesin yaşadığı bir olay bu... Bazen gerçekten bana bu soruldu mu diye durup düşünmek gerekiyor bir şeyi söylemeden önce
YanıtlaSilTesekkur ederim
YanıtlaSilİnsan içinde olduğunda gerçek problemi görmekte zorlanırdı.
YanıtlaSilKaleminize sağlık çok faydalı bir yazı olmuş
YanıtlaSilNe de güzel tam da ihtiyacım olan bir yazı olmuş
YanıtlaSilİnsanlar içerikten tatmin olmadığı zaman biçimi eleştirirler.👏👏👏👏
YanıtlaSilNe çok anlattık sorulmadan .. Birde neden anlamak istemiyor diye üzüldük. Ama neydi soru varsa cevap vardır.
YanıtlaSilSoru varsa cevap var...
YanıtlaSil-Bana gerçeği söyle...
+Ne kadarını duymaya hazırsın?
Ellerinize sağlık 🌸