KARINCANIN GÜNLÜĞÜNDEN

Selamlar…

Ben Karınca…

“Ayyy yoksa mutfağı karınca mı bastı? Nereden çıktı bunlar böyle?” gibi klişilerle yaklaşmayın bana.

Sakin olun lütfen, her şey kontrol altında. Ben size çoook uzak diyarlardaki ormanlardan sesleniyorum şu anda.

Biz karıncalar, milyonluk kalabalık koloniler halinde yaşarız. Tek bir vücut gibi çalışan bir nevi süper organizmalarız. Organizasyon, örgütlenme yeteneğimiz yüksek. Ortak amaca odaklılık desen bizde, çalışkanlık desen, o da bizde.

Geçenlerde yine kardeşlerimle ormandaydık. Sanmayın ki boş gezenin boş kalfasıyız. “Ekmek aslanın ağzında.” derler ya, çok doğru. İnanın boş geçirecek bir dakikamız bile yok. Sürekli hareket halindeyiz. Ekmeğimizin peşindeyiz.

Günlük rutinimiz olan orman yürüyüşümüzdeydik. Ekip çalışması halindeydik. Malum kolonide hepimizin görevleri, işi gücü var. Ormanda yiyecek arayanlar, yuvada mantar yetiştirip tarımla uğraşanlar, ağaçlardan yaprakları kesip biçip taşıyanlar… Yuvamızın inşaat işlerine bakanlar, tüm gün kraliçe karınca ve onun larvalarının bakımı ile uğraşanlar, yuvanın savunmasını, temizliğini yapanlar… Saymakla bitmez. Zaten bizim işler de bitmez.

Neyse, lafı uzatmayayım. Birdi, ikiydi derken, baktım bizim ekip bir ağaca tırmanmaya başladı. Bir koku almışlar besbelli. Ne kokusu derseniz, biz karıncalar iletişim için, feromon denilen kimyasal işaret bırakırız. Antenlerimizle de feromonları koklarız. Malum kokuya duyarlıyız. Koku ile mesaj verir, mesaj alırız. Hatta her koloninin kendine has bir kokusu vardır ama hadi şimdi o kadar detaya dalmayalım.

Bizim kardeşlerden biri sağ olsun, bir sümüklü böcek ile kontağa geçmiş. Tabii hali ile kokuyu alır almaz, hepimiz olay yerine intikal ettik. Ağaçta bir yaprağın üzerinde, irice bir sümüklü böcek vardı. Durumu pek parlak sayılmazdı. Sağa sola salınarak, ileri doğru hareket ederek saldırıyı savuşturmaya çalışıyordu. Neyse ki bizim sayımız çok fazlaydı. Artık yaprak üzerinde daha fazla kalamazdı.

Omurgasız bir canlı kendisi, üstelik koruyucu bir kabuğu da yok. Atıverdi kendini birden, ormanın zeminine. Bizde de omurga olmayınca, hemen kendimizi bıraktık aynı yere. Sümüklü böcek yağmurdan kaçarken doluya tutuldu. Çünkü ormanın zemininde bizim tüm koloni kol geziyordu. Haliyle hepimiz birden sümüklü böceğin üzerine üşüştük.

Fakat sümüklü böceğin de bir numarası vardı. Yavaştı ama yaratılıştan iyi bir savunma mekanizmasıyla donanmıştı. Vücudu kalın, rahatsız edici bir sümükle kaplıydı. Bu tabaka o kadar yapışkandı ki… Kardeşlerimin kiminin çenesi girince çıkamadı, kiminin bacakları… Birçoğu, bu yapışkan tabakaya saplandı kaldı. Artık farklı bir strateji izlememiz kaçınılmazdı.

Sümüklü böcek bu kuşatmadan neredeyse kurtulmak üzereyken, birden dikkat çekici bir şey oldu. Aramızdan bir karınca, ufacık bir toprak parçası getirip sümüklü böceğin üzerine koydu. Sonra bir tanesi ve bir tanesi daha. Baktım hemen yanımdaki kardeşim de toprak atıyor, “Vardır bir bildiği.” dedim. “ Tamam, ben de atayım.” Kısa bir süre sonra bizim sümüklü böcek, çamur yığının altında debelenmeye başladı.

Biz bir takımız, ortak düşünebilen, ortak zekası olan. Ah, o toplu zekamızı seveyim. İşte böylece tak dedik, yeni stratejimizi geliştirdik.

İşin aslı şuydu; Toprak, o yapışkan tabakayı, kağıdın mürekkebi emmesi gibi emdi. Böylece böceğin üzerindeki koruyucu tabaka nötr hale geldi. Ve maalesef sümüklü böcek için kaçınılmaz son da geldi…

Yani demem o ki;

Yöntemini değiştiren, engelini de değiştirir.

Her şeyi aynı yaparak,

Bambaşka bir hayata sahip olmayı bekleyemeyiz ki…

Velhasıl, seviyorum kolonimi.

Gerektiğinde tek vücut gibi toplu hareket edebilmeyi.

Bir karınca, ‘bir’ iken, nedir ki?

Ne zaman ki birleşebiliyoruz, birleşen oluyoruz,

İşte o zaman üstünleşebiliyoruz.

Netlik ve kararlılık ile,

Azim ve sabır ile yola devam edebiliyoruz.

Şimdilik benden bu kadar.

Sadece size bir deneyimimi aktarmak istedim, o kadar.

Bir gün yine fırsat bulursam,

Daha size anlatacağım neler neler var…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü 

ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. 

Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme 

ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.

 

“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi”, programlarıyla 

mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara 

hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.