“Madem içerde kimse yok, bu televizyon neden açık?” diye söylendi Figen, çoğu zaman yaptığı gibi. Gereksiz açık bırakılan televizyonu, ışığı oldu olası sevmezdi. Onun aksine evdekiler de hep açık bırakırdı. “İsraf, israf!” der dururdu ama söylediklerinin tesiri yoktu. Sanki o ne kadar çok söylerse söylesin, etkisi olmazdı.
Bir de ablasının mutfakta iş yaparken televizyonu açmasını anlayamazdı. İş yapmaktan izleyemezdi ama “Ses oluyor, bana karışma.” derdi. Figen’e, ses olur diye görüntülü bir şey açmak mantıksız gelirdi. Sanki normal olan onların yaptığı, anormal olan Figen’miş gibi davranırlardı.
İnsanlar ihtiyacı olmayan şeyleri bazen ihtiyaçlarıyla karıştırabilir. Mesela insanın haberleşmeye ihtiyacı vardır. Bunun için en son çıkan telefona beş kat daha fazla para verebilir. Haberleşmek ihtiyaç fakat en son çıkan telefonu almak ihtiyaç değildir. İnsan ulaşım ihtiyacını karşılamak için bir arabaya on binlerce dolar verebilir. Bunun ihtiyaç olduğunu zannedebilir.
Tabii insanın yaptığına mantık uydurmakta da üstüne yoktur.
“Bunda dört kamera var ama...”
“Bundaki motor başka…”
Sanki o kamera sayısının artması çok hayatiymiş gibi...
O kadar hızlı gidebileceği bir otoban Türkiye üzerinde varmış gibi…
Normallerimiz ile anormallerimiz, ne zaman değişti? Hangi ara unutur olduk israfı? Sahi israf nedir? Sadece yediğimizde, içtiğimizde midir?
İsraf, kullanmadığımız halde tükettiğimiz her yerde değil midir? Durduğu yerde eskiyen kıyafetten tutun, çürüttüğümüz sebzelere kadar her yerde. Oysa bunun çözümü çok basit. Aynı anda bir sürü meyve, sebze almak yerine, her alışverişte bir tane alsak ve onu tüketsek yeterli. Sonraki alışverişte başka bir çeşit alarak çeşitliliği sağlamak mümkün.
İnsanı doyuran şey daha fazlası mı gerçekten? Öyle olsa dünyanın sayılı zenginlerinin çoktan doyması gerekmez mi? Oysa, hala en çok onlar daha da fazlasını istemez mi?
Peki, insan neden daha fazlasını ister?
Son model telefonumuz olunca mı kıymetliyiz? Yoksa son model arabamız olunca mı? Ya da malikanelerde yaşayınca mı? Değerli olan sahip olduğumuz somut kaynaklar mı? Yoksa sahip olduğumuz soyutluklar mı?
Birinin derdini ne kadar iyi dinleyebiliyoruz mesela?
Neye ihtiyacı var, anlattığı problemin çözümü için yapması gereken ne? Ne kadar yanında olabiliyoruz ihtiyacı varken? Bunlara konsantre olabiliyor muyuz? Onun derdini dert edinip kendimizinmiş gibi çözme arzusu içinde olabiliyor muyuz?
Sahip olunan somut imkanlar değişebilir.
Yani bugün o ev ya da araba var ama yarın satmak zorunda kalınabilir. Şartlar değişebilir. Kıymet eğer malından mülkünden dolayı geliyorsa o zaman ne olur? İmkanların olmadığında elde ne kalır?
Oysa insandaki soyutluklar, eldeki imkanların değişmesiyle kaybedilmez. Yine iyi bir dinleyici olunabilir. Çevre tarafından aranan, yokluğu hissedilen biri olunabilir.
İşte bu şekilde gerçek kıymet sahibi olunabilir.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi”, programlarıyla
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara
hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.
14 Yorumlar
Çok güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık 🌺
YanıtlaSilİhtiyaç ve istek karıştırıldığında israf başlar.
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilKıymet sahibi olabilmek ümidiyle...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 🪷
Sahip olunan somut imkanlar değişebilir, soyut imkanlara sarılmak gerek.
YanıtlaSilSon zamanların en büyük problemlerinden biri israf. Çok güzel anlatılmış ellerinize sağlık.
YanıtlaSilEllerinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş. İnsanların ihtiyaçlarını deşifre edildiğinde konuşma israfına dahi girilmiyor
YanıtlaSilGeçenlerde şunu duydum.💫Televizyonu ya da ışıklarınızı kısa bir süreliğine kapatacaksanız açık kalsınmış. Aç-Kapa, çok güç yaktığı için fatura fazla gelirmiş. Anlık olarak bu acıdan kaçmanın, kişinin soyutluğundan hatta bereketinden götürdüğünden israf olduğundan bahseden yok... Farkındalık içeren yazı için teşekkürler 👏🏼
YanıtlaSilNormal, anormal, istek, ihyiyaç... Hepsi birbirine karıştı
YanıtlaSilYanlış şeylere gereğinden fazla değer verince , asıl değerli olanı ıskalıyoruz.
YanıtlaSilGünümüz problemlerinden birini anlatan çok güzel bir yazı olmuş 🌸
YanıtlaSilİstek mi ihtiyaç mı?
YanıtlaSilFarkında olarak başlayabiliriz değişmeye…
YanıtlaSilGerçekten çok somut örneklerle anlatmışsınız kaleminize sağlık
YanıtlaSil