HUZURDA SANAT VAR!



İç çekti… Kapısına geldiği binaya bakarak derin bir nefes aldı… Ağlamamak için kendini zor tutuyordu ama gözyaşı hemen kirpiklerinin ucundaydı. Oğlu ve gelini gidene kadar sakin kalmalıydı.

Sonunda kayıt işlemleri tamamlanmış ve odası gösterilmişti. Artık huzurevindeki yeni odasında yalnızdı. Yastığına kapanarak çocuklar gibi ağladı.

- Ben… Ben… Neden buradayım?

Meliha Hanım, seksen yaşına varmış bir kadındı. Yaşamında bir sürü zorluklar, ayrılıklar ve acı anılar yaşamıştı. Bu da diğerleri gibi hatıralarında yerini alacaktı...

Ancak onca yaşanmışlığa rağmen, gözlerinde hiç sönmeyen bir ışık vardı.

Yavaş yavaş yaşadığı yeni yere alışmaya ve arkadaşlıklar kurmaya başlamıştı. O huzurevindeki diğer sakinlerden farklıydı. Bir şeyler yapmalı, hüznünü geride bırakacak bir meşguliyet bulmalıydı.

Gençliğinde, yaşamın ne kadar duygusu varsa hemen resimlere dökerdi. Fakat hayat koşuşturmasından fırçalarını bırakmak zorunda kalmış, resim yapmayı unutmuştu. Şimdilerde huzurevi, ona bu tutkuyu yeniden hatırlatmıştı.

Bir gün duvarda asılı bir tablo dikkatini çekti. Gözleri anında parladı. "Ben de yeniden resim yapmalıyım." diye fısıldadı. Ertesi sabah, huzurevinin yöneticisi Esra Hanım’a gidip fırça ve boya almak istediğini söyledi. Bu tablo, onun yıllardır unuttuğu bir isteğini yeniden canlandırmıştı. Esra Hanım onu kırmadı ve kısa sürede bir resim köşesi hazırlandı.




Bu köşe onun nefes aldığı, geçmişi unuttuğu, keyiflendiği yerdi artık. Sürekli resim yapıyordu. Huzurevindeki arkadaşlarına hediye tablolar yapıyor, onların beğenilerini dinledikçe dahada motive oluyordu.

- Hayat seni elemeden sen kendini eleme…

- O ne demek şimdi Selma?

Selma, Meliha Hanımın huzurevindeki oda arkadaşıydı. İlk günden bu yana ona yoldaşlık etmiş, acısını biraz da olsa hafifletmişti.

- İlk geldiğin gün, gözlerindeki hüzün aklıma geldi. Şimdi de hayata tekrar tutunuşun. Ne güzel oldu böyle. O yüzden söyledim. Hayata yeniden tutunmak için hep bir seçenek var.

Meliha Hanım, bu söz üzerinde çok düşündü. Evet, bir çözüm bulmuştu. Kendince burada kalabilmenin yolunu bulmuştu. Sanatla huzurevinde kalabilmeyi başarmıştı.

Hayatın her anında, böyle değil miydi?

Son ana kadar pes etmemek, o yokuşu sabırla çıkabilmek. Ve kendine güzel sebepler oluşturabilmek.

İnsan sebeplerini sevmeli hayatta. Yoksa varacağı yol zulüm olur ona. Tabii öncesinde varmak istediği bir yolu olmalı. Amacı olmalı insanın.

İnsanı bu hayatta umutsuz bırakan en büyük şey, amacının olmamasıdır. O yüzden herkesin sebebini sevdiği bir amaç bulması gerekir önce. Bazen huzurda, bazen sanatta...

Bir gün Yönetici Esra Hanım, odaları gezerken Meliha Hanımın da odasına geldi. Odanın her yerinin tablolarla dolu olduğunu görünce sordu;

- Eeee, ne zaman açıyoruz sergiyi?

- Sergi mi? Ben mi? Yok canım!..

- Evet, huzurevinin koridorlarını sergiye dönüştürelim. Her gelen ziyaretçi senin eserlerini görsün.

- Olur mu gerçekten? Benim sergim?

- Olur, tabii ki! Serginin adı da ‘’Huzurda Sanat Var’’ olsun.

Meliha Hanım bu kez sevinçten ağlıyordu...

İşte sergimiz...








Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü 
ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. 
Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme 
ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.
 

Kim Kimdirİlişkide Ustalık”Başarı Psikolojisi”, programlarıyla 

mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara 

hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.














Yorum Gönder

37 Yorumlar

  1. Otuz yaşındayım. Huzurevine değil ama hiç istemediğim bir pozisyona ve çalışma sahasına alındım. Aynen Meliha Hanım gibi hissediyorum ama sanırım benimde kendimi elemeden, yeniden tutunmanın bir yolunu bulmam lazım. :)

    YanıtlaSil
  2. Huzurda sanat var ne güzel anlatılmış, hayat seni elemeden sen kendini eleme çok anlamlı olmuş emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Tuğçe Doğan15 Nisan 2025 10:28

    Hayatın bize getirdiği ne varsa bir sebebi olduğunu bilerek tepki vermek ve hep daha ne yapabilirim diyebilmek. Hayatımızı hayırda sergiye çevirmek duası ile..

    YanıtlaSil
  4. İnsan ancak sebepten keyif aldığı zaman kendini elemiyor. Ne güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık 💞

    YanıtlaSil
  5. İnsan hayatta yaşadığı acı duygular için kendine yeni meşguliyetler bulmalı. Tabi anlamlı meşguliyet.

    YanıtlaSil
  6. Huzur dolu bir yazı olmuş…emeğinize sağlık🍀

    YanıtlaSil
  7. Sebebini sevdiğimiz amaç ❣️

    YanıtlaSil
  8. İnsanın her koşulda üretimde kalması ne güzel anlatılmış. İnsandan beklenen sadece amacı olan olumlu güzel bir çaba💜

    YanıtlaSil
  9. Aslıhan Dinç15 Nisan 2025 11:06

    Insan ne de güzel yaşam sebepleri oluşturuyor kendine bedelli olunca... Her şeye rağmen neyi neden yaptığını bilmek hayat elemeden ümitsizliğe kapılmamak kendini elememek umudu hep yeşertmek çok kıymetli... Sanki gerçekten yaşanmış gibi samimi içten bir yazı olmuş kaleminize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  10. İnsanı bu hayatta umutsuz bırakan en büyük şey, amacının olmamasıdır. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Hayat seni elemeden sen kendini eleme
    Ne güzel bir prensip

    YanıtlaSil
  12. Elinize sağlık Ne güzel bir huzur verdi. Umutsuzluk yok

    YanıtlaSil
  13. Ümitvar olmak çok önemli yazıda bunu çok güzel anlatıyor 🍀

    YanıtlaSil
  14. İnsan ürettiği sürece mutlu olur🌸👍🏻

    YanıtlaSil
  15. Hayat seni elemeden sen kendini eleme 🌺
    Harika bir yazı elinize sağlık

    YanıtlaSil
  16. Hayallerinin pesinden gitmek ümitsizliğe kapilmadan hayatimiza gatretle devam edebilmek en guzel örnektir bize ve etrafimiza

    YanıtlaSil
  17. Hayat seni elemeden sen kendini eleme çok güzel, umut verici bir yazı olmuş 🌸

    YanıtlaSil
  18. Çok güzel bir yazı. Yaşadığımız olaylar nötr aslında bizim bakış açımıza göre şekilleniyor acı, tatlı her yaşanmışlık.

    YanıtlaSil
  19. İnsan bulunduğu yeri kıymetlendirince ne kadar anlamlı oluyor....

    YanıtlaSil
  20. Harika bir yazı. Çooook güzel olmuş❤️

    YanıtlaSil
  21. Sebeplerini sev ki sonuçtan mutlu ol, çok güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  22. Bulunduğu her ortama huzur yaymak ne güzel

    YanıtlaSil
  23. “İnsan sebeplerini sevmeli“

    Çok yere götürdü, ışık yaktı…

    YanıtlaSil
  24. Elinize emeğinize sağlık keyifle okudum

    YanıtlaSil
  25. İnsanın sebebini sevdiği bir amacı olmalı 🌸🌸🌸🍒

    YanıtlaSil
  26. Bu sözü ilk duyduğumda çok etkilenmiştim. “Hayat seni elemeden sen kendini eleme” mücadele et diyor hayat. Vazgeçmek, pes etmek en kolayı..

    YanıtlaSil
  27. "Hayat kendini elemeden, sen kendini eleme"
    İnsanı umutsuzluktan arındıran bir cümle... kaleminize sağlık🥰

    YanıtlaSil
  28. Huzur yaymak ne güzel 💐elinize sağlık

    YanıtlaSil
  29. Hayat seni elemeden sen kendini eleme 👏🏼👏🏼

    YanıtlaSil
  30. ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  31. Yapamadığına değil de yapabileceklerine, yapabildiklerine odaklanmak ne kıymetli...

    YanıtlaSil
  32. Sizi bilmem ama benim içim canlandı yazıyla beraber.. çok güzel ellerinize sağlık..
    acaba geç mi kaldım diyen herkese… HAYAT SENİ ELEMEDEN SEN KENDİNİ ELEME:) ;)

    YanıtlaSil
  33. İnsan olumsuz bir durumla karşılaştığı an hemen olayın sonucu da olumsuz olacakmış gibi vazgeçiveriyor. Oysa hangi iyiye giderken ayağımıza taş takılmadı ki?

    YanıtlaSil
  34. Bu bilgileri öğrenip hayatımıza geçirip bir gün bile yaşasak ker sayanlardanım

    YanıtlaSil
  35. İnsan sebepleri sevmeyince, gerçekten yürüdüğü yol zulüm oluyor kendisine, bu her konuda böyle. Çok huzur dolu bir anlatım olmuş:) elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  36. Amaca bağlı yaptığın işten keyif almak hakikaten çok kıymetli. Yoksa bir ömür sadece zamanın hızlı geçmesi için dua eder halde oluyor insan o işin bitmesi için

    YanıtlaSil
  37. Çok güzel bir yazı bir de gerçek bir hikaye oluşu insanı derinden etkiliyor. Çok teşekkürler.

    YanıtlaSil