İç çekti… Kapısına geldiği binaya bakarak derin bir nefes aldı… Ağlamamak için kendini zor tutuyordu ama gözyaşı hemen kirpiklerinin ucundaydı. Oğlu ve gelini gidene kadar sakin kalmalıydı.
Sonunda kayıt işlemleri tamamlanmış ve odası gösterilmişti. Artık huzurevindeki yeni odasında yalnızdı. Yastığına kapanarak çocuklar gibi ağladı.
- Ben… Ben… Neden buradayım?
Meliha Hanım, seksen yaşına varmış bir kadındı. Yaşamında bir sürü zorluklar, ayrılıklar ve acı anılar yaşamıştı. Bu da diğerleri gibi hatıralarında yerini alacaktı...
Ancak onca yaşanmışlığa rağmen, gözlerinde hiç sönmeyen bir ışık vardı.
Yavaş yavaş yaşadığı yeni yere alışmaya ve arkadaşlıklar kurmaya başlamıştı. O huzurevindeki diğer sakinlerden farklıydı. Bir şeyler yapmalı, hüznünü geride bırakacak bir meşguliyet bulmalıydı.
Gençliğinde, yaşamın ne kadar duygusu varsa hemen resimlere dökerdi. Fakat hayat koşuşturmasından fırçalarını bırakmak zorunda kalmış, resim yapmayı unutmuştu. Şimdilerde huzurevi, ona bu tutkuyu yeniden hatırlatmıştı.
Bir gün duvarda asılı bir tablo dikkatini çekti. Gözleri anında parladı. "Ben de yeniden resim yapmalıyım." diye fısıldadı. Ertesi sabah, huzurevinin yöneticisi Esra Hanım’a gidip fırça ve boya almak istediğini söyledi. Bu tablo, onun yıllardır unuttuğu bir isteğini yeniden canlandırmıştı. Esra Hanım onu kırmadı ve kısa sürede bir resim köşesi hazırlandı.
Bu köşe onun nefes aldığı, geçmişi unuttuğu, keyiflendiği yerdi artık. Sürekli resim yapıyordu. Huzurevindeki arkadaşlarına hediye tablolar yapıyor, onların beğenilerini dinledikçe dahada motive oluyordu.
- Hayat seni elemeden sen kendini eleme…
- O ne demek şimdi Selma?
Selma, Meliha Hanımın huzurevindeki oda arkadaşıydı. İlk günden bu yana ona yoldaşlık etmiş, acısını biraz da olsa hafifletmişti.
- İlk geldiğin gün, gözlerindeki hüzün aklıma geldi. Şimdi de hayata tekrar tutunuşun. Ne güzel oldu böyle. O yüzden söyledim. Hayata yeniden tutunmak için hep bir seçenek var.
Meliha Hanım, bu söz üzerinde çok düşündü. Evet, bir çözüm bulmuştu. Kendince burada kalabilmenin yolunu bulmuştu. Sanatla huzurevinde kalabilmeyi başarmıştı.
Hayatın her anında, böyle değil miydi?
Son ana kadar pes etmemek, o yokuşu sabırla çıkabilmek. Ve kendine güzel sebepler oluşturabilmek.
İnsan sebeplerini sevmeli hayatta. Yoksa varacağı yol zulüm olur ona. Tabii öncesinde varmak istediği bir yolu olmalı. Amacı olmalı insanın.
İnsanı bu hayatta umutsuz bırakan en büyük şey, amacının olmamasıdır. O yüzden herkesin sebebini sevdiği bir amaç bulması gerekir önce. Bazen huzurda, bazen sanatta...
Bir gün Yönetici Esra Hanım, odaları gezerken Meliha Hanımın da odasına geldi. Odanın her yerinin tablolarla dolu olduğunu görünce sordu;
- Eeee, ne zaman açıyoruz sergiyi?
- Sergi mi? Ben mi? Yok canım!..
- Evet, huzurevinin koridorlarını sergiye dönüştürelim. Her gelen ziyaretçi senin eserlerini görsün.
- Olur mu gerçekten? Benim sergim?
- Olur, tabii ki! Serginin adı da ‘’Huzurda Sanat Var’’ olsun.
Meliha Hanım bu kez sevinçten ağlıyordu...
İşte sergimiz...
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi”, programlarıyla
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara
hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.
37 Yorumlar
Otuz yaşındayım. Huzurevine değil ama hiç istemediğim bir pozisyona ve çalışma sahasına alındım. Aynen Meliha Hanım gibi hissediyorum ama sanırım benimde kendimi elemeden, yeniden tutunmanın bir yolunu bulmam lazım. :)
YanıtlaSilHuzurda sanat var ne güzel anlatılmış, hayat seni elemeden sen kendini eleme çok anlamlı olmuş emeklerinize sağlık
YanıtlaSilHayatın bize getirdiği ne varsa bir sebebi olduğunu bilerek tepki vermek ve hep daha ne yapabilirim diyebilmek. Hayatımızı hayırda sergiye çevirmek duası ile..
YanıtlaSilİnsan ancak sebepten keyif aldığı zaman kendini elemiyor. Ne güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık 💞
YanıtlaSilİnsan hayatta yaşadığı acı duygular için kendine yeni meşguliyetler bulmalı. Tabi anlamlı meşguliyet.
YanıtlaSilHuzur dolu bir yazı olmuş…emeğinize sağlık🍀
YanıtlaSilSebebini sevdiğimiz amaç ❣️
YanıtlaSilİnsanın her koşulda üretimde kalması ne güzel anlatılmış. İnsandan beklenen sadece amacı olan olumlu güzel bir çaba💜
YanıtlaSilInsan ne de güzel yaşam sebepleri oluşturuyor kendine bedelli olunca... Her şeye rağmen neyi neden yaptığını bilmek hayat elemeden ümitsizliğe kapılmamak kendini elememek umudu hep yeşertmek çok kıymetli... Sanki gerçekten yaşanmış gibi samimi içten bir yazı olmuş kaleminize sağlık 🌷
YanıtlaSilİnsanı bu hayatta umutsuz bırakan en büyük şey, amacının olmamasıdır. Ellerinize sağlık
YanıtlaSilHayat seni elemeden sen kendini eleme
YanıtlaSilNe güzel bir prensip
Elinize sağlık Ne güzel bir huzur verdi. Umutsuzluk yok
YanıtlaSilÜmitvar olmak çok önemli yazıda bunu çok güzel anlatıyor 🍀
YanıtlaSilİnsan ürettiği sürece mutlu olur🌸👍🏻
YanıtlaSilHayat seni elemeden sen kendini eleme 🌺
YanıtlaSilHarika bir yazı elinize sağlık
Hayallerinin pesinden gitmek ümitsizliğe kapilmadan hayatimiza gatretle devam edebilmek en guzel örnektir bize ve etrafimiza
YanıtlaSilHayat seni elemeden sen kendini eleme çok güzel, umut verici bir yazı olmuş 🌸
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı. Yaşadığımız olaylar nötr aslında bizim bakış açımıza göre şekilleniyor acı, tatlı her yaşanmışlık.
YanıtlaSilİnsan bulunduğu yeri kıymetlendirince ne kadar anlamlı oluyor....
YanıtlaSilHarika bir yazı. Çooook güzel olmuş❤️
YanıtlaSilSebeplerini sev ki sonuçtan mutlu ol, çok güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık
YanıtlaSilBulunduğu her ortama huzur yaymak ne güzel
YanıtlaSil“İnsan sebeplerini sevmeli“
YanıtlaSilÇok yere götürdü, ışık yaktı…
Elinize emeğinize sağlık keyifle okudum
YanıtlaSilİnsanın sebebini sevdiği bir amacı olmalı 🌸🌸🌸🍒
YanıtlaSilBu sözü ilk duyduğumda çok etkilenmiştim. “Hayat seni elemeden sen kendini eleme” mücadele et diyor hayat. Vazgeçmek, pes etmek en kolayı..
YanıtlaSil"Hayat kendini elemeden, sen kendini eleme"
YanıtlaSilİnsanı umutsuzluktan arındıran bir cümle... kaleminize sağlık🥰
Huzur yaymak ne güzel 💐elinize sağlık
YanıtlaSilHayat seni elemeden sen kendini eleme 👏🏼👏🏼
YanıtlaSilellerinize sağlık :)
YanıtlaSilYapamadığına değil de yapabileceklerine, yapabildiklerine odaklanmak ne kıymetli...
YanıtlaSilSizi bilmem ama benim içim canlandı yazıyla beraber.. çok güzel ellerinize sağlık..
YanıtlaSilacaba geç mi kaldım diyen herkese… HAYAT SENİ ELEMEDEN SEN KENDİNİ ELEME:) ;)
İnsan olumsuz bir durumla karşılaştığı an hemen olayın sonucu da olumsuz olacakmış gibi vazgeçiveriyor. Oysa hangi iyiye giderken ayağımıza taş takılmadı ki?
YanıtlaSilBu bilgileri öğrenip hayatımıza geçirip bir gün bile yaşasak ker sayanlardanım
YanıtlaSilİnsan sebepleri sevmeyince, gerçekten yürüdüğü yol zulüm oluyor kendisine, bu her konuda böyle. Çok huzur dolu bir anlatım olmuş:) elinize sağlık..
YanıtlaSilAmaca bağlı yaptığın işten keyif almak hakikaten çok kıymetli. Yoksa bir ömür sadece zamanın hızlı geçmesi için dua eder halde oluyor insan o işin bitmesi için
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı bir de gerçek bir hikaye oluşu insanı derinden etkiliyor. Çok teşekkürler.
YanıtlaSil