Bu öyle bir sahne ki,
Kimi bu hayatta istediği işe girdiğinde mutlu olacağını düşünür,
Kimisi istediği adamla evlendiğinde...
Kimi çok fazla para kazandığında başarılı hisseder kendini,
Kimisi akşam bir lokma ekmek bulduğunda...
Küçükken heyecanı salıncakta daha hızlı sallanmakta arayan,
Büyüdüğünde ‘bungee jumping’ yapar.
Bir kadının marka çantayı koluna taktığında aldığı hazzı,
Bir adam, bindiği lüks arabayı denerken alır.
Kimi ünlü restoranda yiyemediği istakozdan üzüntü duyarken,
Kimisi okula başlayan çocuğuna ayakkabı alamadığı için üzülür.
Kimi eline kıymık batınca feryat figan ağlarken,
Kiminin akşama kadar çuval taşımaktan eli nasır tutar, yine de sesi çıkmaz.
Bu öyle bir sahne ki,
İnsanın çabasına bağlanmış!
Her yeni güne, yeniden gözünü açar insanoğlu,
Sabah perdeyi açar gibi,
Sahnesinin de perdelerini açar.
Güneşi olduğu gibi içeri alır.
İnsanın baktığı yeri görmeye başladığında şahitliği artar.
Gözünün perdesi kalktığında,
Başka sahnelerden kendine pay olduğunu bilir.
Bilir ki, o sahneden kendine deneyim vardır.
Bilir ki, o sahnede şifa olacağı biri vardır.
Hiçbiri boşuna değildir.
Her bir deneyim bir kitap sayfası gibi okunulasıdır.
Önü, arkası, sebebi, sonucu bir dedektif edası ile öngörü gerektirir.
Duymayı dinlemeye çevirdiğinde yeniden işitir.
Duyduğunun boşuna olmadığını bilir.
Düşünür, irdeler.
Kendini iyileştirir, ilişkisini iyileştirir, hayatı güzelleştirir.
Ancak aceleci olan, tartışan, karşısındakini dinleyemez.
İhtiyacını anlayamaz, ihtiyaç gideremez.
Oysa insanın yeryüzünde sadece kendisi varmış gibi yaşaması,
Var olması, mümkün müdür?
Ama durmaz, hayat devam ettikçe…
İnsan başkasının sahnesinde oynamayı kendine hak görür.
Kendi yapacaklarına değil, başkasının yapacaklarına odaklanır.
Bunu marifet sayıp asıl kendi sahnesinde var olamaz.
Eksik kalır.
Bu öyle bir sahne ki,
Bir kavanozun kapağını açarken bile strateji oluşturan insan,
Hedefini amaç edinir, strateji üretemez, yoldan çıkar.
Daha fazla der, bana fark etmez der, acele eder.
Çoğu zaman amacını unuttuğunu fark edemez.
Oysa gerçeği öğrenen insan
Amacını hatırlar, nedenini ve nasılını öğrenir.
Kendi sahnesinde yapacaklarını öğrenirse,
Yapacaklarını bildiği kadar, yapmayacaklarını da önemser hale gelir.
Hayat ona her sabah gözünü açtığı andan itibaren verilmiş bir lütuftur.
Hatalarını görür, daha iyisi için çabalar.
Güzel yaptığı şeylere odaklanır, artırmaya çalışır.
Çevresini yetiştirir, kendini geliştirir.
Çünkü hatırlar...
Geldiği yere nereden geldiğini, nereye gideceğini...
Gerçeği içine alır, gerçekliğe sahip olur.
Bu öyle bir sahne ki,
Seni sana rağmen yolda tutmaya çalışanın var olduğu.
Bu öyle bir sahne ki,
Dününe göre iyi olman için geldiğini bildiğin soruların cevabını verebileceğin...
Bu öyle bir sahne ki,
Yerinin neresi olduğunun, tepkinin nasıl olması gerektiğinin netleştirildiği…
O halde ne duruyorsun?
Haydi ayağa kalk ve sahnene sahip çık!
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi”, programlarıyla
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara
hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.
15 Yorumlar
🥰🥰
YanıtlaSilBu öyle bir sahne ki,
YanıtlaSilİnsanın çabasına bağlanmış!
Kendi sahnemizde gerçek izleyeciye oynama ümidiyle🤲 Ne güzel bir yazı olmuş elinize sağlık 💞
YanıtlaSilHaydi sahnene sahip çıkmaya....
YanıtlaSilHergün sabah gözlerimizin kapağını kaldırıp uyandığımız gibi , gözlerimize inen perdeyi de kaldırmak , uyanmak nasip olsun🤲🏻
YanıtlaSilO sahne bir kere açılıyor ve bir kere oyunu oynuyoruz.Bunuda sanırım dikkatli oynamak gerek inişli çıkışlı,zor ama emek vermeden olmuyor harika bir yazı ,kaleminize sağlık....
YanıtlaSilBir sahne ki baş rolünde ben diğer herkes yardımcı rolünde,onun dışında Herşey dekor…Sahne benim ama ben bunun farkında mıyım,ya da baş rolümün ne olduğunu biliyor muyum…İşte bütün mesele baş rolümün ne olduğunun farkında olmam…
YanıtlaSilBir sahne ki baş rolünde ben diğer herkes yardımcı rolünde,onun dışında Herşey dekor…Sahne benim ama ben bunun farkında mıyım,ya da baş rolümün ne olduğunu biliyor muyum…İşte bütün mesele baş rolümün ne olduğunun farkında olmam…
YanıtlaSilTeşekkürler 🌺
YanıtlaSilellerinize sağlık :)
YanıtlaSilEvet insan neden kendi rolüne değilde hep yanındaki karşısı dakinin rolüne soyunur.. Kendi sahnesinde parlamaz..
YanıtlaSilİnsan kendi sahnesinde ne yaşıyor ise daha önceki sahnede yaptıklarının sonucudur. İnsan kendi sahnesinde başroldür. İşte insanoğlu unutan insan, kendi sahnesini bırakıyor bazen başka sahnelere başrol olmaya gidiyor. Şimdi kendi sahnesi boş kaldı ne olacak Kendi sahnesinde kim oynayacak?.... Her an ve her sahne o insandan hakkını alır. Her anın hakkını verenlerden olmak niyeti ve duasıyla
YanıtlaSilNe mutlu gerçek amacını bulabilenlere…
YanıtlaSilKendi sahnemizin sanatçısı olmalı:)
YanıtlaSilHaydi ayağa kalk ve sahnene sahip çık!
YanıtlaSil