“Sen delisin! Harika bir öğretmensin! Hem idareciler hem öğrenciler hem de veliler seni seviyor. Özel okul bırakılıp da devlete geçilir mi?”
“Bu parayı orada alamayacaksın, biliyorsun değil mi?”
“Bu konforu orada bulamayacaksın, bunu da biliyorsun değil mi?”
Özel okuldan devlet okuluna geçmeye karar vermişti vermesine fakat çevresinden bu kadar laf işiteceğini hiç düşünmemişti. ‘’İnsanlar ne kadar da çok seviyorlar başkalarının kararlarına müdahale etmeyi.’’ diye düşündü.
Onun için de kolay olmamıştı tabi bu kararı almak. Bir kere tayininin nereye çıkacağı belli değildi. Alıştığı çevreyi, ailesini, arkadaşlarını, en sevdiği fırını ve daha aklına gelmeyen pek çok şeyi bırakıp gidecekti. Ama aklında tek bir cümle ve içinde anlamlı bir hedef olunca insan neler yapmazdı. Bu açıdan bakınca, insanların onu anlamamasını da o anlayamıyordu.
Rahmetli babası olsaydı yanında, o anlardı onu. Çünkü o hayatında tanıdığı en güzel öğretmendi. Mesleği öğretmenlik değildi babasının, ilkokul mezunu bir taksiciydi. Hep okumaya çalışırdı, bulduğu her kitabı ve karşılaştığı her olayı. Özellikle de insanı bir kitap gibi okurdu. İyi bir dinleyici ve gözlemciydi. İnsanların sadece konuştuklarını değil, konuşmadıklarını da anlardı. Söylemediklerinden, söylemek istediklerini çıkarırdı. Oğlunu da bunları anlatarak büyütmüştü.
Masal gibi dinlerdi Halil de babasını. ‘’Her akşam, bugün ne oldu acaba?’’ diye heyecanla beklerdi onu. Babası başlardı anlatmaya ama sonunu getirmezdi. “Peki, sence sonra ne olmuş olabilir?” diye sorarak, bir sürü senaryo ürettirirdi Halil’e. Sonra olanı anlatır, “Peki, sence doğru mu tepki vermiş? Sence ne yapmalıydı? Ne olsaydı bu sonucu almazdı?” gibi sorularla aslında ona hayatı anlatırdı.
Babası onu büyütmemiş aynı zamanda yetiştirmişti. Daha genç yaşta mahalle berberinin yanına çırak olarak vermiş ve hayatın gerçek yüzü ile tanışmasını da sağlamıştı. Orada bir çırak ama aynı zamanda da iyi bir dinleyici olmuştu babası gibi. Ustasını izliyor, bir yandan da konuşulanları işitiyordu. O kadar çok hikaye dinlemişti ki, artık o da anlatmaya başlamıştı babasına. Roller değişiyor ama oyun aynen devam ediyordu. “Peki, tahmin et baba sonra ne olmuş?” diye babasına soruyor, cevaplarla hem eğleniyor hem öğreniyordu.
Muazzam bir deneyim transferi almıştı babasından ve hikayelerinden. İşte onu besleyen de bu deneyimler olmuştu. O sadece üniversite eğitimi alan değil, hayat üniversitesini de okuyan ve zor şartlarda yetişen bir öğretmendi. Şimdi bu birikimini sadece, ailesinin maddi durumu iyi olduğu için farklı bir eğitim alma imkanı olan çocuklara mı öğretecekti? O sadece, ataması belli olana kadar boş kalmamak için özel bir eğitim kurumunda çalışmıştı. Çalıştığı kurum gitmesini hiç istemediği için ona ciddi imkanlar sunmuştu. Çünkü eğitimde kullandığı metotlar ve her öğrencisi ile kurduğu muazzam ilişki onu hemen fark edilir bir seviyeye getirmişti. Ama o gerçekten hak edenlere, hak ettikleri eğitim ile karşılaştırmayı amaç edinmişti. O yüzden de hayatın onun için uygun gördüğü şehirde, belki de bir köyde öğretmen olmayı çok öncesinde hedef olarak belirlemişti.
Sadece Matematiği, Türkçeyi değil aynı zamanda da hayatı öğretmek istiyordu. “Nasıl iyi bir öğrenci olunur?”, “Nasıl iyi bir evlat olunur?”, “Nasıl iyi bir yurttaş olunur?” kısaca “Nasıl iyi bir insan olunur?” Önce öğrenciler ile iyi bir iletişim sonra sağlam bir ilişki kurarak, deneyimleterek öğretecekti. Kimisiyle konuşarak, kimisiyle bakışarak başlayacaktı bu iletişim. Ama sonrasında hepsiyle sağlam bir ilişki kuracak, gönüllerini kazanacak sonra da ilgilerine göre başlayacaktı öğretmeye. Hem hayatı hem dersleri…
Sıra gelmişti bu kurumdan ayrılmaya ve öğrencileri ile vedalaşmaya…
''Her son yeni bir başlangıcı dizayn eder.''
Halil de bunu bildiğinden, vedasına bir yaz etkinliği ekleyecekti. Bir köy okulunu güzelleştiren bir projede, hem o hem öğrencileri hep birlikte, güzel şeyler yapabilirlerdi belki de.
Çünkü Halil bir öğretmendi. Son sahnesinde bile hayata dair bir şeyler öğretebilendi. O bir kıymetlendirendi.
Faydayı güzelleştiren, iyileştirendi. Ne de olsa güzel olacak olanı gören gözler güzeldi…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi”, programlarıyla
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara
hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.
0 Yorumlar