GÜLÜMSE HAYATA!

İnsan hep mutlu olmaz ya da hep mutsuz..

Hep bolluk yoktur ya da hep kıtlık..

İnsan sadece bir gününe baktığında bile bunun farkına varabilir.

Oysa hayatta hiçbir durum sürekli değildir.

Nasıl ki her gecenin bir sabahı, her kışın bir baharı var.

Hayatımızdaki olayların da bir sonu ve bir sonrakinin de bir başlangıcı vardır. Hayat hep bir dönüşüm içerisindedir ve durağanlığı yoktur. Bir şeyin sürekli aynı kalması mümkün değildir.

İnsan bunları bilse de neden şikayet eder?

Neden “hepler” “hiçler”le dolu şikayet cümlelerini çok sık kullanır?

İpek sabah uyandığında keyifsiz hissetti kendini. Yapacak bir sürü işi vardı ama onun yapacak enerjisi yoktu. Çocuklarına kahvaltısını hazırlarken bir sürü aksilik yaşadı. Buna rağmen o sofrayı en güzel şekilde hazırlamak için çabaladı. Evini temizlemeye başladığında süpürgenin ucu kırıldı. Biraz sonra dirseğini kapının koluna çarptı. Çocuğunun odasını temizlerken birden oyuncakları yerlere saçıldı.

Peki, İpek bütün bunları yaşadığında ne yapmıştır?

Söylenip, şikayet ederek elindeki her işi bırakmış mıdır?

Yoksa bütün bu aksiliklere rağmen işleri için çabalamaya devam mı etmiştir?

İşte asıl mesele, İpek’in bütün bunları yaşarken nasıl tepki verdiğidir. Çünkü hayat her an cevaplamamız için bir soru, bir problem karşımıza çıkarır. Bu yüzden hayatın bize sorduğu sorulara verdiğimiz cevaplar önemlidir. Hayattaki aksiliklere rağmen sabredip yapacaklarımıza odaklanmak, her şey yolundaymış gibi işlerimizi yapmak, ortalama bir gündeki motivasyonumuzu korumak kolay değil.

İnsan bu gibi durumlarda genellikle şikayet etmeyi tercih eder. Şikayet ettikçe problemin sebebini göremez hale gelir. Sebebini göremedikçe de o problemi çözme olasılığı azalır. Yani şikayet etmekle kalmaz, problemi çözülmez hale getirir. Problemde orada öylece durmuyor ya? Çözülmedikçe iğne deliği kadar olan problemler; belki de bir ömür sonunda bir karadeliğe dönüşür. İşte bu yüzden bitmek bilmeyen şikayet silsilesine şikayet demek yetmez: Şikayetlenmektir bunun adı.

‘ŞİKAYETLENMEK’

Yeni bir fiil eklenmiştir belki de bunun için literatüre. Eklenmeli ki insan bunu sadece “söylenip durmak” gibi düşünmesin. Eklenmeli ki ne olduğu bilinsin. İnsan anlamadığına çözüm bulmaz çünkü.

· Kişi nerede şikayetlenir?

· Ne zaman şikayetlenir?

· Şikayetlendiğinde ne olur?

· Şikayetlenmemek için ne yapılabilir?

Zihin soru cevap ile çalışır.

Sormak bizden cevaplamak ve soruların devamını getirmek sizden.

Gelelim İpek’e..

O günün başından bellidir zaten nasıl geçeceği.. Elini neye atsa bir şekilde aksiliklerle karşılaşır. Hepimizin zaman zaman yaşadığı o günlerden biridir.

İnsan böyle günlerde her şeye rağmen tebessümünü korur ve elindeki işi sabırla sürdürmeye çalışırsa o gün elbette sona erecektir. Ancak şikayet eder ve hatta daha ileri gidip şikayetlenmeye başladı mı… Ne işin içinden ne de oluşturmaya başladığı karadeliğin içinden çıkamaz insan.

Peki o zaman gülümse hayata!...

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü 

ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. 

Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme 

ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.

 

“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla 

mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara 

hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.