TIPATIP AYNISININ BİRAZCIK FARKLISI



Tertemiz yaptığı tezgâhın üstüne kocaman ince açılmış yufkasını serdi, yaptığı harcı özenle yufkanın her yerini ıslatacak şekilde yaydı ve diğer yufkayı ıslanmış yufkanın üzerine yavaşça bıraktı. Hızlı olsa yufkalar yırtılabilirdi o nedenle seri ama yavaş hareket ediyordu. Hız her zaman işine yaramıyordu bazen de yavaşlamalı ve sabretmeliydi insan…

Börekleri fırına atınca çocukların kahvaltısı için hazırlıklara başladı. Kahvaltılıkları dolaptan seri bir şekilde çıkarırken göz ucuyla da mutfak tezgahındaki notlarını tekrar ediyordu. Üç çocuktan sonra işlerini seri bir şekilde ucu ucuna ekleyerek yaşamaya alışmıştı. Eskiden de becerikliydi ama hem iş, hem çocuklar onu daha da pratikleştirmişti. 

Hayatın ona öğrettiği bu pratikliği çok işine yaramıştı elbette ama onun şimdi öğrenmesi gereken bazen pratikliğini bir kenara bırakıp sabırla başkalarının yapmasını beklemekti. Çünkü onun bu pratik hali başkasının yapmasını bekleyemeyecek bir sabırsızlığa neden olmuş “aman şimdi onu kim bekleyecek mıy mıy” derken tüm işi kendi yapmaya başlamıştı. 



İş arkadaşlarının işine gelen bu durum evde de farklı değildi. İnsanlar sorumluluğu alacak birini buldu mu zaten hemen salardı kendini. İşte böyle böyle etrafındaki herkesi rahatlık tuzağına sokmuştu. İşte bunu halletmek de zor olmuştu ama en zoru rahatlık tuzağına sokup bir şey beceremeyen çocuklarını dönüştürmeye çalışmaktı. Bunu nasıl yapacaktı?

Aslında insan bu hayatta ne yapıyorsa kendine yapıyordu. Birbirine yakın yaşları olan Beyza ve Zeynep küçükken nasıl da mutfakta kurabiye yapmak için yarışırdı. Onlara aman ben hallederim sen bulaştırma şimdi elini diye diye çocukları kendi elleri ile bozmuştu. Çocuklar süpürmek istese şimdi olmaz sen bilmezsin diyerek ellerinden almıştı süpürgeyi, sen taşıma kırarsın, sen dokunma bozarsın derken derken kendi bacağına sıkmıştı…

Onlara kendi güçlerine ve yaşlarına uygun sorumluluklar verecekti.

Şimdi kahvaltılıkları çıkarıyor ama domates ve salatalıkları doğraması için Zeynep’e bırakıyordu, tabak, çatal ve bardakları çıkarmak en küçüğün Hatice’nin işiydi. En büyükleri olan Beyza ise ocak kısmını halledecekti. Yaşlarına göre yapabilecekleri işleri bölüştürdüğünden beri kendisi de daha az yorulur hale gelmişti.



İnsan nasıl bozulduysa yavaş yavaş da düzeliyordu. Ama bunu da fark etmesi biraz zaman almıştı. İstiyordu ki bozduğu çocukları hemen düzelsin ama hayat ona yine sabretmeyi ve istikrarla devam etmesi gerektiğini öğretiyordu.

İnsan net yani kararlı olsun yeter ki… O netliği gören çocukları da iş arkadaşları da zamanla su gibi yolunu bulmuştu. 

İnsan yeter ki öğrenmeye devam etmek istesin. Hayat aslında ona hep bir şeyler öğretmek istiyordu…

Menekşe, problemleri karşısında şikayet etmeyi bıraktığında mutlaka bir çözümü olduğunu fark etmişti. Bunu fark ettiğinden beri hayatında çok şey değişmiş hatta dönüşmüştü… 

Menekşe eski Menekşe değil, çocuklar eski çocuklar değil, iş arkadaşları eski iş arkadaşları değildi artık.. Tıpatıp aynısının birazcık farklısı..



Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü 
ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. 
Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme 
ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.
 

Kim Kimdirİlişkide Ustalık”Başarı Psikolojisi programlarıyla 

mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara 

hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.



Yorum Gönder

34 Yorumlar

  1. Hayat dengede güzel.. Hızlı olmak değil seri olmak güzel ama karşındakinin ihtiyacına göre de yavaşlayabilmek.

    YanıtlaSil
  2. İnsan bozulmaya meyillidir. Fakat bozulduğu gibi de toparlanabilir. Elinize emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Sabretmek ve pratik olmak arasında bir yoldu anne, eş, çocuk olmak… Ellerinize sağlık…

    YanıtlaSil
  4. Hepimizin düştüğü tuzak, ne güzel anatmışsınız, elinize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  5. 🌸👏🏻👏🏻

    YanıtlaSil
  6. Doğrusu insanoğlu çok acelecidir.... Öğretirken yorulmamak için kendisi yapan anne baba yıllar sonra aynı çocuklardan elinden bir iş gelmiyor diye şikayet ediyor. Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı 🌻

    YanıtlaSil
  7. Çok keyifli bir yazı olmuş 🌻 İnsan hayatın akışında pratiklik kazandıktan sonra yavaşlaması zor olabiliyor gerçekten. Yazı bende farkındalık oluşturdu hemen çocuklarımın hızına inmem gereken bir aktivite planlamayı düşünüyorum 🫠😊

    YanıtlaSil
  8. Ne anlamlı ne içten, kaleminize sağlık🏵️

    YanıtlaSil
  9. İnsan su misali akıp gidiyor ama nereye… Emeklerinize sağlık!!!

    YanıtlaSil
  10. İnsanoğlu acelecidir, sonucu hemen ister. Mesele insanlara süre verip sabırla, onların yetişmesine müsade ediyor olmaktır. Emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  11. Hiç bir bozulma birden bire olmadığı gibi hiç bir toparlanmada birden bire olmaz…bedel işin sırrı 😊
    Ellerinize, emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  12. Zeynep Büşra24 Haziran 2024 17:19

    Çözüm aslında tam yanımızda✨
    Kaleminize sağlık 🪷

    YanıtlaSil
  13. İnsan kendini dönüştürmeden çevresindekileri dönüştüremiyor... Kaleminize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  14. İnsanın dönüşümü kendinden başlar🌺

    YanıtlaSil
  15. Yeter ki irdeleyelim her şey su gibi akıyor sonra...Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  16. Kendimizden ve samimi bir yazı 🥰
    Elinize emeğinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  17. Ne güzel bir yazı olmuş, bizi özetlemiş, bundan sonra çözüm kısmına odaklanalım, kalemize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  18. Şikayetler hayatımızı nasıl da bozuyor değil mi? Halbuki sakin kalıp bir adım geriye bakmak bize gerçeği gösterecek. O zaman şikayet değil, çözüm hayatımızda olacak. Emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  19. Ellerinize sağlık 🌺🌺🌺

    YanıtlaSil
  20. Ne içten bir yazı olmuş , okurken hem annemi , hem kendimi, hem kızımı gördüm cümlelerde. Sabretmeyi öğrenmeli ve yavaşlamalı insan .. gerçekten farkındalık yaratan bir yazı , kaleminize sağlık ..

    YanıtlaSil
  21. Hızlıca işimi hallederken düştüğüm tuzak🙃Bizim evde de değişim şart. Aydınlanmamı sağladığın için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  22. Hayat malesef kendimizi herşeye yetebilir görmek ve başkalarına görevlerini yapmalarına izin vermeyerek geçmiyor ama ömür bitiyor.Ezilen oluyorsun üstüne sorumluluk almayan çocuklar yetiştiriyorsun hayat bu değil ama seçim bizim.İstersek tersi düz yokuşu inişli hale getirebiliriz.Beyza abla olarak en zorunu Zeynep ve Hatice’de de yapabildiği kadar en kolayını yaparak annelerine kolaylık sağlamışlar.Ne güzel sorumluluğunu farkında olup hayatı güzelleştiren anneye Beyza’ya Zehnebe ve Hatice’ye..

    YanıtlaSil
  23. İnsan hemen olsun istiyor , hemen yapayım , hemen düzelsin bu yüzden sebepleri kaçırıyor … hayat ise insanı dengeye getirmek için ağlarını örüyor… elinize sağlık çok güzel bir yazı

    YanıtlaSil
  24. Şikayet etme, çözüm üret 🥰

    YanıtlaSil
  25. Hayatta belki de bir şeylerin değişmesine gerek yoktur. Biz değişirsek her şey değişir zaten ♥

    YanıtlaSil
  26. Bir yerde rastlamıştım. Şikayet şeytana edilen duadır diye. Şikayet ettiğimizde yönümüz de değişiveriyor. Menekşe gibi bizler de, problemleri karşısında şikayet etmeyi bıraktığımızda mutlaka bir çözümü olduğunu fark edeceğiz. Çünkü doğru yöne doğru adım atmış olacağız.

    YanıtlaSil
  27. Amaaan elime mi yapışacak hemencecik yaparım diye diye de bozuyoruz tüm ekosistemi. Aslında hayatımızda var olan her bireyin bir sorumluluğu var. Biz onlardan sorumluluklarını aldıkça sorun çıkıyor. Daha sonra da büyüttüğümüz sorundan dolayı şikayet ediyoruz. Meseleyi başından çözmek en doğrusu. Ne gereksiz sorumluluk yükleneyim ne de gereereksiz şikayet edeyim...

    YanıtlaSil
  28. İnsan yeter ki kararlı olsun

    YanıtlaSil
  29. Bilmeye kıymet vermek insanın bu hayatta liginin çıkabileceği en üst seviyeyi belirler. Ama öğrenmek son nefesine kadar yeni ligler oluşturmayı sağlar. O yüzden öğrenmeye açık insanın yükselişi son güne kadar devam eder.

    YanıtlaSil
  30. İnsan nasıl bozulduysa yavaş yavaş da düzeliyordu...

    YanıtlaSil
  31. İnsan yeter ki öğrenmeye devam etmek istesin.

    YanıtlaSil
  32. İnsan hayatta her şeyi kendi yapmaya çalışırsa tükeniyor… Farkında olmadan çevresindekileri de marifetsizleştiriyor. Hem kendimiz hem çevremizdekilerle ilişkimiz için hayatı paylaşmak gerekiyor. Tadında ve neşeli bir yaşam mümkün…

    YanıtlaSil
  33. Bazen Başkalarının yavaşlığına ya da aldırmazlığına tahammül edemeyip tüm yükü sırtlanıyor insan. Oysa bilmiyor ki bütün dengeyi bozuyor. Dengede kalabilmek ümidi ile…

    YanıtlaSil