İçinde bulunduğumuz bir yılda birçok üzücü olaya şahit olduk. Savaşlar, doğal afetler ve evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kalan insanlar… Tüm bunlar olurken yapabildiğimiz tek şey çoğu zaman sadece şahit olmak... Dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek ve acıları azaltmak adına yapabileceğimiz hiçbir şey yokmuş gibi hissediyoruz. Bu his bizi umutsuzluğa düşürüyor ve bir şeyler yapmak için kalan son cesaretimizi de kaybediyoruz. Kafamızın içinden veya çevremizden sıkça şu soruyu duyuyoruz: Ben ne yapabilirim ki? Oysa bu soru umutsuzluğa değil, cesarete yakışan bir soru. “Neden başkaları bir şey yapmıyor?” diye çözümü dış dünyada aramayı bırakıp, kendi sorumluluklarına odaklananların soruduğu bir soru.
Ne yapabilirim? İnsanın çaresiz kaldığında değil, ilk kez gerçekten çözüm aradığında sorduğu bir sorudur. İçinde bulunduğu durumu değiştirmek için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğu anda… Ne kadar zor olursa olsun, sonuçlar ne olursa olsun gereken sebebi oluşturmaya kararlı olduğu anda.
Elimizde büyük güçler yok, büyük imkanlar yok belki. Bizler büyük kararlar alabilecek konumda olmayabiliriz. Ancak kim olursak olalım, gücümüz, imkanlarımız ne kadar az olursa olsun yapılacak bir şeyler olduğunu hatırlamalıyız.
·Basiti önemsemek: Hayattaki konumumuz bize birçok sorumluluk getirir. Bir baba çocukları ile ilgilenmelidir. Bir öğrenci derslerine odaklanmalıdır. Bir esnaf dükkanı ve müşterisiyle ilgilenmelidir. Sorumluluklarımız problemimizle ne kadar alakasız gözükürse gözüksün; o sorumlukları en iyi şekilde yerine getirmek çözümün ilk adımıdır. Çünkü insan daha fazla fayda vermek istiyorsa, önce hayatındaki mevcut sorumlulukları yerine en iyi şekilde getirmelidir. İlkokula ilk başlandığında sayfalarca düz çizgi çizdirilir. Öğretmen öğrencinin bunu kolayca ve düzgün bir şekilde yapabildiğini gördüğü zaman harflere geçer. Hayattaki sorumluluklarımızda düz çizgi alıştırması gibidir. Daha fazla yetki ve sorumluluk biz istediğimizde değil, daha fazlasına hazır olduğumuzda bize verilir. Bu sebeple hedef farklı sahnelerde daha büyük sorumluluk almaksa; insan önce içinde olduğu sahnenin hakkını vermelidir.
·Sonuçlardan değil sebeplerden sorumlu olduğumuzu unutmamak:İnsan sonuçlar konusunda acele eder. Yapıp ettiklerinin karşılığını hemen alamayınca pes eder. Ama hayatta başarıyı elde edenler, tüm yenilgilere rağmen sabredip sebeplere odaklanmaya devam edenlerdir.
Bir büfe sahibi müşterisi olmamasına rağmen her sabah aynı saatte dükkanı açmaya devam eder. Yıllar sonra, bulunduğu semt büyük firmaların yeni adresi olur. Sabahın erken saatinde açık olduğu bilinen tek dükkan onunkidir. Tüm çalışanların gelip kahvaltı yaptığı bir yer haline gelir ve gelirinin çoğunu sabahın bu saatlerinde kazanır. Büfe sahibi bu sonucu yıllarca sonuç düşüncesi olmadan ortaya koyduğu sebeplerle elde etmiştir.
Bizler de sonucunu hemen elde edemiyoruz diye, iyi şeyler yapmaktan vazgeçmemeliyiz. Bugün yaptığımız ufacık iyi bir davranışın sonucunun yarın nasıl olacağını bilemeyiz.
·Bir olan güçlüdür: Bizler hayatta karşılaştığımız problemlerle tek başımıza mücadele etmek zorunda olduğumuzu düşünürüz. Halbuki süreçte yanımızda olan herkesin sonuçta da bir payı vardır. Arkadaşlarımız, ailemiz, eşimiz, çocuklarımız… Hepsi Bizimle birlikte bilinç verdikleri her konuda pay sahibidir.
Üniversite sınavından iyi sonuç alan bir öğrencinin başarısı aynı zamanda ailesinin ve çevresindekilerinde başarısıdır. Çünkü geçen süreçte ortak bir bilinç oluşturmuşlardır. Öğrenci yaptıklarının karşılığını alabilsin diye annesi evdeki sorumluluklarını azaltmasına izin vermiştir. Kardeşleri o çalışırken sessizce oynamaya özen göstermiştir. Arkadaşları uzun süre görüşememelerini tolere etmiştir. Hatta belki bir senedir görmemesine rağmen anneannesinin sürekli onu düşünmesi bile sürecin başarıyla tamamlanmasına katkı sağlamıştır.
Hedef ne kadar imkansız gözükürse gözüksün, o hedef doğrultusunda bir araya gelenler güçlenir.
·Samimiyeti arttırmak: Samimiyet düşünce ve davranış tutarlılığıdır. Hedeflerimiz yönünde bizi ilerletecek olan samimiyetimizdir. Çünkü isteklerimiz doğrultusunda harekete geçmedikçe bunlar sadece bir istek olarak kalır. Herkes iyi bir işi, iyi bir ailesi iyi bir çevresi olsun ister. Ama yapıp ettikleri bu yönde değilse, bu isteklerde samimi değilse, isteklerini elde edemez. Dünyanın içinde olduğu duruma üzülüyor olabiliriz. Bir şeyleri değiştirmeyi umuyor olabiliriz. Ancak bu konuda samimiyetimizi davranışlarımızla ortaya koyamıyorsak, bu konu da sadece bir istek olarak kalacaktır. Haksızlığa karşı durmak istememiz önemlidir. Ancak daha önemli olan haksızlıklığı yapanların karşısında durabilmek adına ne yaptığımızdır.
·Farkındalık oluşturmak: Haksızlığa uğrayanların yanında olabilmek, adaletli bir algılamayla mümkündür. Her olayda bir görünen bir de görünmeyen taraf vardır. Önemli olan gerçeği görebilmektir. İnsan olayları doğru irdeleyebildiğinde gerçeğe ulaşır. Bunun için de doğru soruları sorabilmeli ve bize aktarılanların tutarlılığını test edebilir olmalıyız. Gerçeği algılamak ve çevremizde bu konuda farkındalık oluşturmak da bize düşen bir görevdir.
·Umutsuzluğa düşmemek: İnsan yenildiğinde değil, pes ettiğinde kaybeder. Hayatta hangi konuda olursa olsun rakiplerimizin veya düşmanlarımızın en büyük stratejisi, kendi isteğimizle yarıştan çekilmemizdir. Bunun en kolay yolu da kendimize ve ortaya koyduğumuz çabaya olan güvenimizi kaybetmemizdir. Böylece rakiplerimiz hiç zorlanmadan bize karşı galip gelirler. O yüzden umutsuzluğa kapılmak hiç savaşmadan savaşı kaybetmek gibidir.
İnsan her an bir seçim yapar. Yaptığımız her seçimde geleceğimizi şekillendirir. Bugün karşılığını alamasak da ne yapmaya devam ediyoruz? Az çok demeden, büyük küçük demeden “Elimden gelen bu.” diyerek hangi tepkiyi ortaya koyuyoruz? Tüm bunlar elde edilecek sonuçlardan daha kıymetlidir. İçinde bulunduğumuz dünyada her gün haksızlığa uğrayan birileri varken “Biz ne yapıyoruz?” buna odaklanmalıyız.
Şimdi şu soruya cevap verme zamanı: “Karınca gibi ateşe bir damla da olsa su taşıyacak mıyız?” yoksa “Ben ne yapabilirim ki?” diye durup ateşi mi izleyeceğiz?
Yazı bana şu cümleyi düşündürttü. " Bunlar benim başıma ne için geldi ? " İnsanların çoğunun şikayet ettiği bir cümle iken bazıları için ise aynı zamanda bu gelen neden geldi, ne öğrenmem gerek ve bu problemi nasıl çözmem gerek sorularının ve gelişimin de cevabı.
O nedenle aynı yazınızda belirttiğiniz, ben ne yapabilirim ki ? değil, ben şimdi ne yapmalıyım deyip azı küçümsemeden çoklara ulaşmak için basite disiplin ve hareket etmek lazım.
Kaleminize sağlık 🌿 sorumluluklarına odaklanma kısmı çok etkiledi beni, gerçekten insan önünde ki işi iyi yaparsa üstüne birşey koyma hakkı veriliyor ona.. çok şükür 🌼
Ben tek başına bir insanım, bir kişi yapabilirim ki dedi... 8 milyar insan.... Birleşen bir olandan güçlüdür. Bir sebep oluşturmak ve bunun için en basitten başlamak .🌸 yazı çok güzel olmuş Çok teşekkürler.
Ben ne yapabilirim? Yıllar önce yine bir sıkıntılı zamanda bir hocamıza yöneltmiştir bu soruyu? Kendi içinize bir dönüm bakın biz neden bu imtihanı yaşıyoruz. Samimi bir tövbe ediyor muyuz diye. Velhasıl herşey samimiyet ile başlar. Kaleminize sağlık
Olaylar gerçekleşir, olur, biter... Bu süreçte insana bir soru sorulur? Tarafın ne? İşte bu soruya cevap verme zamanımız geldi, çattı. Peki zulme karşı tarafın ne?
Bu hayatta insanın başına her şey gelebilir cümlesi aynı “ evet evet biraz sonra ölebiliriz tabi fani dünya” cümlesiyle aynıdır. İnsan bu gerçeği bilir ama bilmesi gerçekten ona inanması anlamına gelmez. Ta ki doktor 3 aylık ömrün kaldı diyene kadar ya da başımın üstünden bombalar geçene kadar. O yüzden bizim artık bilmektense inanma kısmına geçmemiz lazım, çünkü bunların hepsinin benim hayatımda olabilme ihtimali %100.
Herkesin ben ,ben dediği bu dönemde biz olabilmek çok kıymetli.Tüm insanlık bütünün hayrına elinden,dilinden ,yüreğinden geleni yapmalı diye düşünüyorum.Kaleminize, yüreğinize sağlık 🥰
Hayat devam edip nefes aldıkça umudumuzun ve inançlarımızın arkasında durmalıyız.okudugum yazı kendi yaşantımızı sorgulamamız gererektigini düşündürüyor.hayata bakış açılarızıda tabii
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, kişinin çözüm üretme becerisini geliştiren bir bilgi topluluğudur. Problemin doğru tespit edilmesi ve çözülmesi için yöntemler sunar. İnsanlar seçimlerini mutlu olmak, başarılı olmak ve iyi ilişkiler kurabilmek üzere yaparlar. Deneyimsel Tasarım Öğretisi de insanın bu amacını amaç edinmiştir. Mutluluğun ve başarının stratejilerini sebep-sonuç ilişkisi kurarak verir. Bu sayede bireyin öngörüsünü arttır ve hata payını azaltır.
48 Yorumlar
Yeterki iste…
YanıtlaSilKaleminize yüreğinize sağlık. İnsanın hayatta bir duruşu, yönü olmalı. Sebepler insanın yönüyle uyumlu olmalıdır.
YanıtlaSilSoru varsa cevap da vardır... Doğru soruları soranlardan olmak dileğiyle... Elinize sağlık, yüreklere dokunan, ihtiyaç gideren bir yazı olmuş...
YanıtlaSilYazı bana şu cümleyi düşündürttü. " Bunlar benim başıma ne için geldi ? " İnsanların çoğunun şikayet ettiği bir cümle iken bazıları için ise aynı zamanda bu gelen neden geldi, ne öğrenmem gerek ve bu problemi nasıl çözmem gerek sorularının ve gelişimin de cevabı.
YanıtlaSilO nedenle aynı yazınızda belirttiğiniz, ben ne yapabilirim ki ? değil, ben şimdi ne yapmalıyım deyip azı küçümsemeden çoklara ulaşmak için basite disiplin ve hareket etmek lazım.
Çok teşekkürler...
Su taşımaya devam✌️
YanıtlaSilNasıl diyene güzel bir yanıt olmuş, elinize sağlık 🌺
YanıtlaSilEllerinize sağlık her zaman bizlere o kadar güzel bilgiler paylaşıyorsunuz ki çok teşekkür ederim
YanıtlaSilSüreçte yanımızda olanların sonuçta payı vardır.. Daha ne söylenebilir ki..
YanıtlaSilÇok detaylı güzel bir yazı olmuş yazanın emeğine sağlık 🌸
Kaleminize sağlık 🌿 sorumluluklarına odaklanma kısmı çok etkiledi beni, gerçekten insan önünde ki işi iyi yaparsa üstüne birşey koyma hakkı veriliyor ona.. çok şükür 🌼
YanıtlaSilAllah razı olsun 🌺
YanıtlaSilİnsan küçük bir nokta da olsa katkı sağlayabildiğinde kıymetli♥️
YanıtlaSilSüreçlerde ne yapabileceğimize dair stratejilerin verildiği ve nasıl disipline olmamız gerektiği anlatılmış. Elinize sağlık.
YanıtlaSilHarika bir yazı olmuş emeğinize sağlık 🌸
YanıtlaSilEllerinize, emeğinize sağlık ❤️
YanıtlaSilBir tek benden ne olacak dememeli ve tarafını belli etmeli insan... Kaleminize sağlık 🌷
YanıtlaSilBu hayatta en çok gözden kaçırdığı mız şey değil midir basite disipline olmak. Ama en zoru basit. Ah o topuk bir kalksa neler neler olacak ama...
YanıtlaSilİnsan umudumu kaybetmeden elindekiyle ne yapacaksa onun yapmalıdır. Kimseye yüklenemeyeceği yük yüklenmez. Sadece bir tercih ve seçim istenilen..
YanıtlaSilSebepten keyif alanlar buradalar mı ✨😉
YanıtlaSilBen tek başına bir insanım, bir kişi yapabilirim ki dedi...
YanıtlaSil8 milyar insan.... Birleşen bir olandan güçlüdür. Bir sebep oluşturmak ve bunun için en basitten başlamak .🌸 yazı çok güzel olmuş Çok teşekkürler.
Hayatta buluduğun nokta ödediğin bedelle alakalı. Sen ne kadar bedel ödediysen o kadar. Peki ne için ne kadar bedel ödüyoruz?
YanıtlaSilBen ne yapabilirim?
YanıtlaSilYıllar önce yine bir sıkıntılı zamanda bir hocamıza yöneltmiştir bu soruyu?
Kendi içinize bir dönüm bakın biz neden bu imtihanı yaşıyoruz. Samimi bir tövbe ediyor muyuz diye. Velhasıl herşey samimiyet ile başlar. Kaleminize sağlık
Mutlaka bir yolu vardır yeter k isteyelim yeter ki umudumuzu kaybetmeyelim
YanıtlaSilOlaylar gerçekleşir, olur, biter... Bu süreçte insana bir soru sorulur? Tarafın ne? İşte bu soruya cevap verme zamanımız geldi, çattı. Peki zulme karşı tarafın ne?
YanıtlaSilPeki senin elinden gelen ne?
YanıtlaSilNeredeyse bir yıl olacak...Yapacak ne çok şey vardı aslında... küçük adımları küçümsemeyelim küçümseyenlere kulak asmayalım. Tarafımızı gösterelim
YanıtlaSilBu hayatta insanın başına her şey gelebilir cümlesi aynı “ evet evet biraz sonra ölebiliriz tabi fani dünya” cümlesiyle aynıdır. İnsan bu gerçeği bilir ama bilmesi gerçekten ona inanması anlamına gelmez. Ta ki doktor 3 aylık ömrün kaldı diyene kadar ya da başımın üstünden bombalar geçene kadar. O yüzden bizim artık bilmektense inanma kısmına geçmemiz lazım, çünkü bunların hepsinin benim hayatımda olabilme ihtimali %100.
YanıtlaSilKarınca misali ağzımızda su taşımaktan vazgeçmeyelim 🇵🇸
YanıtlaSilEvet çok doğru asla umudumuzu kaybeden yolumuza devam etmeliyiz. Nefes aldıkça yaşam devam ediyor çünkü .çok güzel aydınlatıcı bir yazı olmuş
YanıtlaSilHerkesin ben ,ben dediği bu dönemde biz olabilmek çok kıymetli.Tüm insanlık bütünün hayrına elinden,dilinden ,yüreğinden geleni yapmalı diye düşünüyorum.Kaleminize, yüreğinize sağlık 🥰
YanıtlaSilHayat devam edip nefes aldıkça umudumuzun ve inançlarımızın arkasında durmalıyız.okudugum yazı kendi yaşantımızı sorgulamamız gererektigini düşündürüyor.hayata bakış açılarızıda tabii
YanıtlaSilHayat devam ettiği ve nefes aldığımız sürece umutsuzluğa kapılmamalıyız.neler yapabilirizi iyi düşünmeli
YanıtlaSilElimizden ne gelir demeden çabalamak gerekir. Elinize sağlık
YanıtlaSil🌹
YanıtlaSilÇok faydalı bir farkındalık oldu emeğinize sağlık
YanıtlaSilBaşkalarının yaşadığı zulüm karşısında çaresiz hisseden bizlere güzel bir kılavuz olmuş emeğinize sağlık...
YanıtlaSilKalbinize, yüreğinize sağlık
YanıtlaSilEllerinize sağlık
YanıtlaSilElinize sağlık , çok güzel bür yazı olmuş
YanıtlaSilTarafımızı seçmemiz bizim hayrımıza olur. Basite disipline olup elimizden geldiğince bir şeyler yapmalıyız.
YanıtlaSilHer zaman umitvar olabilmek
YanıtlaSil.. Kaleminize sağlık
Yönünü belli etmek. Ve o yönde adım atmak.....
YanıtlaSilHayatta her zaman doğru tepkiler verebilmek gerekiyor. Bu da ancak bilgiyle, öğrenmeyle ve öğrendiğini uygulamakla mümkün.
YanıtlaSilDaha da fazlasını yapabilmek nasip olsun
YanıtlaSilNe yapabilirsin?
YanıtlaSilİnsan kendine şahittir oysa...çok güzel bir yazı olmuş...bir olabilme duasıyla...
YanıtlaSilAllah razı olsun 🌺
YanıtlaSilİnsan ne yapabilirim diye düşünmeye başladığında ne yapması gerektiğini bulur.
YanıtlaSilYeter ki iste… Muhakkak yapılacak bir şey vardır…
YanıtlaSil