YILIN O ZAMANI

 

Yılın o zamanı sonunda geldi çattı.

Alışverişler yapıldı, bir ay boyunca kime misafirliğe gidilecek, kim misafir gelecek bir bir takvime not alındı. Evler süslendi.. Ramazan hediyeleri, iftar davetiyeleri hazırlandı.. 

İftara ne pişirelim derdi olmasın diye yeni tariflere bakıldı.

Dışarıda görüşülecekse nereye gidileceği konuşuldu.

İftardan sonra hangi camiye gidilecek, o da kararlaştırıldı.

 

Dedik ya..

Yılın o zamanı geldi… Geldi gelmesine de biz buna ne derece hazırız?

Ya da bunca yıl bunca Ramazan geçti, biz hiç hazır olduk mu?

Doğru değerlendirildiğinde insanın en büyük fırsatı olabilecek şu otuz günlük süreci, hiç doğru değerlendirebildik mi?

Hayat insanın karşısına birçok fırsat ve zorluk çıkarır.

İnsan hayatın getirdiği fırsatlara da zorluklara da hazırlıklı olmalıdır.

Bunun için de önce onu bekleyen süreci iyi tanımlamalı ne olduğunu iyi anlamalıdır.

Nedir Ramazan?

Orucun farz kılındığı, bin aydan daha hayırlı bir ay…

Sadece geçmişte önemli olaylara şahitlik ettiği için değil, her birimizin hayatında ayrı ayrı hayırlara vesile olabileceği için.

Peki nedir bu ayı bu kadar önemli kılan?

Bir ay boyunca belli saatlerde yiyip içmemek mi?

Yoksa yiyebilecekken yememek, uyuyabilecekken uyumamak, konuşabilecekken konuşmamak, kızabilecek sabretmek mi?

Bu sorular bir kenarda kalsın…

Şuna cevap verelim asıl:  İnsan neden böylesi bir zorluğa kendisini sokar?

Daha da önemlisi bu zorlukta insana müjdelenen hayır nedir?

İnsanın bu hayatta imkanlar kadar zorluklara da ihtiyacı vardır.

İmkanlar arttıkça insanın o konudaki açlığı da azalır.

Açlık azaldığındaysa kişi o konuda bir marifet kazanamaz.

İftar sofralarımızı düşünelim… O açlıkla bir anda hazırlanan onlarca çeşit yemeği…

Normal bir günde bize çok külfet gibi gelen, hatta belki altından kalkamayacağımız sofraları… Tüm bunlar insanın açlığının sonucunda ortaya çıkar.

 

Ramazan ayı insanın hayatta marifetlerini arttırabileceği, güçlenebileceği ve ne yapıyorsa onda daha iyi hale gelebileceği bir aydır.

Çünkü hayattaki bütün gelişim süreçleri imkanlar az olduğunda olur.

İnsan imkanları varken en iyi performansı sergiler belki, ancak onu daha ileriye götüren kıtlık zamanlarıdır. Kişinin kıtlığında yapıp ettiği şeyler de bolluğunu dizayn eder.

Hasılı bolluk oluşturmak isteyenler… Bu sözler size… Geçirdiğiniz kıtlığın kalitesine bakın… Çünkü kaliteli kıtlık beraberinde kaliteli bir bolluk da getirecektir.

Yorgunken, hiç keyfi yokken spor yapmaya zorlamalı insan kendini. O durumda yaptığı on beş dakikalık spor sayesinde normalde yaptığı bir saatlik spor o kadar da zor gelmemeye başlayacaktır.

Ya da insan vakti varken yemek pişirebilir belki ama işten eve geldiğinde o yorgunlukla yemek yapmaya kendini zorlarsa, o zaman vakti olduğundan çok daha iyisini hiç yorgunluk hissetmeden yapabilir.

 

İşte hayattaki kıtlık zamanlarının bize böyle bir armağanı vardır.

Kıtlık gibi gelir ama aslında iyi değerlendirilirse bolluğa dönüşünür.

Ramazan bir şifadır, bizi her konuda ilerletecek bir aydır.

Tabi insan bu ayı birçok yönüyle kavrayıp onu kullanmasını bilirse…

Bu yüzden on bir aylık bir süreçte hepimizin Ramazan’a ihtiyacı var.

Bunun için onu coşkuyla ve büyük bir nimet olduğunu bilerek karşılamalıyız.

Her ne yapıyorsak, Ramazanın sonunda onu daha iyi yapıyor olmak dileğiyle…

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü 

ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. 

Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme 

ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.

 

“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla 

mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara 

hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.