Bugün 23 Nisan hep neşeli oluyor insan. Okullar bayram dolayısıyla tatildi ve hava çok güzeldi. Çocukları alıp parka gitmek için güzel bir gündü yani. Ancak böyle düşünen tek Sinan değildi belli ki. Bütün mahalle onunla aynı fikirdeymiş ki koca parkta adım atacak yer kalmamıştı.
- Oooofffff…
- Ne oldu?
- Yok bir şey. Hadi sen git salıncakta sallan.
Ablası şehir dışından ziyarete gelmişti ve ufaklığı hemen ona teslim etmişti.
- Ay seni ne kadar özledi bir bilsen. Her iki cümlesinden birisi “Anne dayımı görecek miyiz?” bütün yol seni sordu durdu.
Bunlar klasik “Bütün bir tatil çocuğumla sen ilgileneceksin. Önden haber veriyorum” cümlesi yerine kullanılan ve acı çektirmeden önce gönül okşayan cümlelerdi. Karşıdakine acı biberi şekere bulayıp tatlı diye vermekti.
Annesi olmasa ablasından kaçardı belki ama bir şey demeye fırsat bulamadan annesi lafa atladı.
- Evet, evet. Siz Berk’le parka gidin, biz de kahvelerimizi içelim. Hem ablan yol yorgunu az yardımcı ol.
Dişlerinin arasından “Tamam.” diyebildi sadece. Bir parka gitmeyeli uzun zaman olmuştu. Türlü türlü insan vardı burada. Parka gitmeyi meslek haline getirmiş profesyonel teyzeler hemen girişten insanın gözüne çarpıyordu. Basma etekleri ve çiçek desenli başörtüleriyle kendilerini ele veriyorlardı. Torunları ve çocukları doğaya salıp dedikodu yapmaya gelmişlerdi. Yanlarında getirdikleri kalın halılar en büyük ağaçların altına serilmiş, gölgesinin himayesinde çekirdek çıtlatılmaya başlanmıştı. E tabi yanında olmazsa olmaz termosla çay da getirilmişti. Teyzelerin çaya şeker niyetine attıkları “Uyyy deme kıız” lafları bir anda çocukların çığlıkları tarafından bölündü.
- Oğlum, yapma oğlum. Kimin çocuğu bu?
Sinan herkes gibi kafasını olay mahalline çevirdi. Yerde ağlayan bir çocuk, onu teselli etmeye çalışan bir anne. Salıncakta sallanan diğer çocuk. Belli ki yerdekini o itmişti.
- Oğlum yok mu senin annen baban burada?
- Yok.
- Nasıl yok, tek başına mı geldin?
- Hayır.
- E kiminle geldin söylesene!
- Dayıııı! Bana bağırıyorlar!
Kalabalığın içerisinde tepkisiz kalırsa kadın biraz bekler sonra gider diye düşündü. Fakat Berk sorumluluk sahibi bir çocuk olduğu için hemen kendisini ifşa etmiş, oturduğu yeri parmakla göstermişti. Bu da yetmiyormuş gibi koşarak yanına geldi.
- Dayı, ben bir şey yapmadım.
- Tamam, dur bir sakin ol.
Yerdeki çocuğun annesi çocuğu çekiştire çekiştire yanına geldi. Yürüyüşünden çocuklarla sadece konuşmanın bütün problemleri çözeceğine inanan “modern” bir anne olduğu çok belliydi.
- Bu sizin yeğeniniz mi?
- Evet, çocuklar anlaşamamış galiba. İyi mi sizinki?
- Bu kadar uzaktan nasıl ilgilenebiliyorsunuz anlamıyorum. Görmüyor musunuz yeğeniniz parktaki çocuklara nasıl davranıyor? Terör estiriyor, önüne geleni itiyor!
- Hmm… Biraz abartı olmadı mı dediğiniz? Çocuk bunlar sonuçta olur arada böyle şeyler.
- Abartmak mı? Oğlumu ezip geçti resmen. Her tarafı mosmor oldu. Oynamasını bilmiyorsa getirmeyin çocukları. Bizim gibi huzurlu ailelere olan oluyor sonra!
Karşılık beklemeden çekti gitti. Terör, huzurlu aile, oynamasını bilmemek... “Ne kadar ilginç... İnsan hep kendinden yana. Halbuki Berk’i itip salıncakta sallanmak isteyen kendi oğluydu. Berk de salıncaktayken geri çekilmiş ve çocuk kendi bağcığına takılıp yere düşmüştü. Sonra da olayın gerisi gelmişti.
- Dayı ben bir şey yapmadım. O geldi itti beni.
- Biliyorum, sen hadi kaydıraktan kay. Boş ver salıncağı.
Gerçek her zaman herkes için tutarlı olandı. Yine de insan gerçekleri her zaman göremiyordu, özelikle de isteklerinin fazla olduğu konularda… Berk’in hasta olacağını bilmesine rağmen annesini dinlemeyip ikinci dondurma için ağladığında annesinin aldığı anlar geldi gözünün önüne. O sıralar ablası demişti hem “Çocuk bu, çocuk..! Ağzına verirsin dondurmasını kesiverir ağlamayı. Bir tanecik oğlum benim..!” Parktaki kadın da bunu yapmıştı. “Çocuğunu iyi yetiştirmiş bir anne” olarak bilinme isteği o kadar fazlaydı ki, çocuğunun davranışlarını görse de göremiyordu.
“Gerçeği tam algılayamadığımızda hayatın içindeki adaleti de sağlayamıyoruz demek ki” diye düşünürken bir anda tekrar çığlıklar yükseldi. Ağlayan yine aynı çocuktu. Bu sefer başka bir çocuğu tahterevalliden itmeye çalışmış, yine başaramamıştı. Bıyık altından güldü.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara
hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.
50 Yorumlar
Gerçekleri anlık çıkarlarına göre aktarmak ya da yansıtmak 7 den 70 e tüm insanların zafiyeti. Gerçekten adaletli irdeleyebilmek için samimi algılamak nasip olsun hepimize... Emeğinize sağlık 🌻
YanıtlaSil💚
YanıtlaSilHayatın içindeki adaleti sağlayabilmek👍
YanıtlaSilİnsan egosuna ne uygunsa onu görüyor. Mesele gerçeği görebilmek
YanıtlaSilİnsan bedel ödediğine o kadar düşkünleşiyor ki hele bir de doğmadan ödemeye başlamışsa, adaletli algılama çok zorlaşıyor. Anne olarak kızsan bile babanın kızdığı bile sana dokunuyor :) Kıvama gelmek duası ile...
YanıtlaSilGerçekleri olduğu gibi görüp adil olabilmek dileğiyle...
YanıtlaSilGerçek her zaman herkes için, algıda adaletli olmak…
YanıtlaSil"İnsan hep kendinden yana".. insan her yanlış davranışına.. her yaptığı hataya, her söylediğini yalana.. kılıf uydurarak kendini haklı çıkarmayı başarabilir mi? Evet. Başarır. Hemde her konuda.. gerçekler bazen acı oluyor.. ama duymak ve görmek isteyenlere açıyor kendini zamanla... 🌿🌿 Yazanın ellerine sağlık 🌸
YanıtlaSilBağımlı anneler, çocuklarının oyun oynama ve birleşebilme marifetlerini elinden aldıklarını nasıl da fark edemiyorlar. :(( çok üzücü.
YanıtlaSilAlgıda adaleti bozan insan ahvalleri ne de güzel anlatılmış emeğinize sağlık
YanıtlaSilYetiştirmek çok önemli gerçekten ve gerçek ile yetiştirmek çok önemli ikisinin arasındaki fark anlaşıldığında gerçeğe ulaşmış olur insan 🌸
YanıtlaSilEmeğinize sağlık ✨️
Çocuk bu.. çocuk! Demek ne kadar kolay geliyor.. Her isteğine evet demek.. Ama aslolan gerçeğe göre tepki vermek🌷
YanıtlaSilAdaletli algılayanlardan olabilmek ümidiyle…
YanıtlaSil“Ayy gülüm asıl mikser kendi çocuğuymuş”😂
YanıtlaSilHep kendinden yanaysa insan… Aktardıklarına, adaletine nasıl güvenilebilir…
YanıtlaSilYetiştirmek ve büyütmenin farkını anlıyor ve çocuk yetiştirmenin gerçeğini biliyor olmak ne kadar da önemli
YanıtlaSilİsteklerimiz iyi yönde de olsa bizi kör edebiliyor malesef
YanıtlaSilİnsan kendinden yana ve her çoğu zaman adil değil maalesef… güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık
YanıtlaSilGüzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık :)
YanıtlaSilEmeğinize sağlık🌺
YanıtlaSilÖyle ya insan hep kendinden yana… Ellerinize sağlık
YanıtlaSilGerçeği tam algılayamadığımızda hayatın içindeki adaleti de sağlayamıyoruz... Elinize sağlık...
YanıtlaSilEgolar aktif olunca nasıl görebilsin ki gerçeği..? Ona da kızmıyor olmak lazım.. Konumu bu davranışı yapmayı gerektiriyor.. Nice annelerimiz var ki... Konumlarını değiştirmeleri ümidiyle.. Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilEllerinize sağlık. İnsanın fark edemediğini fark etmemizi sağladınız. Teşekkürler 💐
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Güzeldi
YanıtlaSilGerçeği tam algılayamadığımızda hayatın içinde ki adaleti de sağlayamıyoruz . Ellerinize emeğinize sağlık çok güzel bir yazı 🌸😊
YanıtlaSilGerçek herkes için aynıdır👍🏻🌸 emeğinize sağlık
YanıtlaSilİnsan hep kendinden yana...
YanıtlaSilÇoçuğu kendi nefsi için ozel okullarda okutmasi yuksek meslekler edinmesi icin zorlamasi. Aslinda hep anne-baba'lığını iyi bilinmesi ile ilgili olması... parkta diger cocuklarin annleri gozunde iyi bir imaj sergilem pesinde kosmasi ile adaletli algısını kaybetmesi..
Kaleminize saglik.
Okuması keyifli bir yazıydı 🌷
YanıtlaSilBirileri beni iyi bilsin diye ama sorsak iyi bir eş, anne,arkadaş olmak adına yapılanlar.... benim gerçeğim ne? Buradan başlamalı aslında...
YanıtlaSilAdaletlii bakabilmek, ah ne zor...
YanıtlaSilKendimizden yana değil, gerçekten yana olmamız dileğiyle...
YanıtlaSilAnnelerin en zayıf noktası malesef çocukları.. Kendi çocuğu için bütün çocukları feda edebiliyor algısı kapandığında.. Halbuki bütün çocukların tepkileri aynı tepkilerdır.. Anne çocuğunun gerçeğini bildiğinde verdiği tepki de gerçek tepki oluyor. Emeğinize sağlık, Deneyimsel öğreti iyi ki varsın🤲👏
YanıtlaSilDoğru ya insan hep kendinden yanaydı. Peki anda mı toplamda mı kendi yararına....
YanıtlaSilÇocuklara yaptığımız haksızlıklar....
YanıtlaSilEllerinize sağlık
Ellerinize sağlık ☘️
YanıtlaSilGerçeklerle yetiştirebilsek evlatları ve her gün bayram olsa onlara.🥰Ellerinize sağlık….
YanıtlaSilSahte problemlerle uğraşmak boşa zaman harcamaktır. Teşekkür ederiz.
YanıtlaSilAdaletli algılayamayınca, adaletli de aktaramıyoruz. Ne yazık ki🤷♀️
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 😊🍁
YanıtlaSilİnsan gerçekleri her zaman göremez, özelikle de isteklerinin fazla olduğu konularda!
YanıtlaSilçocuk sahibi olmak onu yetiştirmekle ilgili her gün çaba gerektiriyor. gerçeğin yöntemiyle yetiştirmek için öğrenmek gerekiyor. çünkü insanı gerçeğe uyumlu bir yaşam mutlu edebilir.
YanıtlaSilGerçeği tam algılayamadığımızda hayatın içindeki adaleti de sağlayamıyoruz… Ellerinize sağlık
YanıtlaSilAdaletli algılayabilmek ne kıymetli
YanıtlaSilGerçekten de insan hep kendinden yana.
YanıtlaSilAnne çocuk ilişkileri büyük sınav
YanıtlaSilÇocuğunu korumak adına ona nasıl zarar verdiğini anlamayanlar maalesef !
YanıtlaSilİnsanın adaletli olması kolay değil güzel ve düşünmeye sevk edici bir yazı ellerinize sağlık🦋
YanıtlaSilÇocuklarımız söz konusu olunca biz ne kadar gerçekleri görebiliyoruz?
YanıtlaSilİstekler artınca gercekleri göremezsin ne kadar doğru bir cümle
YanıtlaSil