İyi
bir evlat yetiştirmeyi istemek…
Elif
bir taraftan mutfakta uğraşıyor, diğer taraftan Selim’e sesleniyordu.
-Oğlum,
bırak şu elindekini, bak hala ödevinin başına oturmadın.
Elif
tekrar elindeki işine geri döndü, akşam yemeğini yetiştirme telaşındaydı. Eşi
Enver neredeyse gelmek üzereydi. Bir taraftan da hazırladığı yemekleri, masaya
götürüyordu. Her masaya bir şey götürdüğünde, Selim’e bir şey söylüyordu.
-Bu
kaçıncı söyleyişim, neden anneyi dinlemiyorsun. Çabuk kalk, baban gelmek üzere.
Geç şu dersinin başına!
Elinden
tableti alıp çalışma masasının kenarına bıraktı. Ama o odadan çıkınca, Selim
hemen tableti geri alıp oyuna devam etti.
Elif sinir ve bıkkınlıkla iç çekti. Kendisinin ve kardeşinin çocukluğunu düşündü. Kimse onlara ne yapmaları gerektiğini söylemezdi. Ödevler yapılır, sofra kurmaya yardım edilir ve sokaktan eve ne zaman dönüleceği bilinirdi. Çocukluğundaki yokluğu, imkansızlıkları düşündü. Sadece maddi şeyler değildi bunlar. Elif’in çocuğuyla ilgilendiği gibi annesi hiçbir çocuğuyla ilgilenmemişti. Ödevlerinden, arkadaşlarına kadar her şeyini bilir ve yakından takip ederdi Selim’in. Peki ne olmuştu da kendi çocuğuna laf geçiremez hale gelmişti?
Mutlu
bir evlilik kurmayı istemek…
Mehmet
ile Nazlı genç yaşta iş ortamında tanışmışlardı. İlişkilerinin başında her şey
çok güzeldi. İkisi de gezmeyi, farklı yerler görüp farklı şeyler denemeyi
seviyorlardı. Mehmet her hafta sonu araç kiralıyordu. Şehirden uzakta
kahvaltılar, göl manzarası eşliğinde kahveler… Her şey ikisinin de hayal
edebileceğinden daha güzeldi.
Şimdi
ise o günlerin üzerinden yıllar geçmişti. Evlenmişlerdi ve iki çocukları
olmuştu. Nazlı eve ve çocuklara yetişemediğinden işten çıktı. Çocukların
masrafları, ev kirası, kredi kartı borçları derken… O ilk günlerdeki
gezmelerden eser kalmamıştı. Nazlı sürekli mutsuz ve gergindi. Eski günlerdeki
gibi gezmek, kahvaltıyı dışarıda yapmak veya en azından haftada birkaç kere
akşam dışarda yemek istiyordu. Ama buna ne maddi durumları ne de Mehmet’in iş yoğunluğu
izin veriyordu. Mehmet ise hem maddi kaygılardan hem de eşinin taleplerinden
çok bunalmıştı. Mehmet ilişkilerinin başındaki mutlu Nazlı’yı, Nazlı ise bir
dediğini iki etmeyen Mehmet’i özlüyordu. Her şey hayal ettiklerinden daha güzel
başlamışken, ne olmuştu da hayatları hiç beklemedikleri bir noktaya varmıştı?
Başarılı
bir iş sahibi olmayı istemek…
Kenan,
dededen kalma atölyesinde, siparişleri gözden geçiriyordu. Dedesi küçük bir tezgâhla
işe başlamıştı. Torun ise, bugün elli çalışanlı, modern makinalı bir iş yerinin
sahibiydi. Dededen babaya, babadan oğula büyüyerek geçen bir iş olmuştu onlarınki.
Her nesil kendi dönemini başarı ile götürmüştü.
Kenan,
akıllı bir iş insanıydı. Dedesinin, babasının kendine öğrettiklerini dikkatlice
dinlemiş ve uygulamıştı. Dedesi de, babası da ona hep şöyle nasihat etmişti: İşler
her zaman çok iyi ya da her zaman çok kötü olmayacak. Sen işler iyi iken elinde
tutmayı bilmelisin ki, işler kötü iken ayakta durabilesin. İnsanlardan, para
elbette kazanacaksın. Asıl derdin, onları doğru anlamak ve ihtiyaçlarını
gidermek olsun.
Kenan dedesinin ve babasının bu sözlerini hiç unutmadı. Krizler oldu, salgınlar oldu. İşlerin hakikaten büyüklerinin söylediği gibi durma noktasına geldiği zamanlar oldu. Ama o, ayakta kalmayı başaran, nadir iş insanlarından birisiydi.
İyi
bir gelecek ve kariyer istemek…
Utku,
ortaokuldan beri oynadığı oyunlara kafa yormaya bayılıyordu. Hem de sadece çoğu
yaşıtı gibi oynama kısmına değil. Bu oyunların tasarlanması, yazılımı,
görselleştirmesi… Kafasına koymuştu, bunun üzerine eğitim alacaktı. Ortaokul ve
lise hayatı boyunca bu konu ile ilgilendi. Üniversite tercih zamanı geldiğinde,
diğer arkadaşları gibi hiç kararsız kalmadı. Çünkü yapacağı işi çok önceden
ortaokul sıralarında kafasına koymuştu.
Üniversite
sınavlarına hazırlanırken, arkadaşları zaman zaman gelir ona takılırlardı;
-Oğlum
bu günler bir daha gelmeyecek, hadi akşam buluşuyoruz.
-Bak
bu hafta sonu kaçıyoruz, deniz, kum bizi bekliyor.
-Daha
sınava dünya kadar zaman var, çalışırız.
Utku’nun
da içi gidiyordu ama sınav tarihi adım adım yaklaşıyordu. Ve bu sınav onun
geleceğiydi. Çocukluk hayallerine adım adım ulaşmak için çaba sarf etmişti.
Şimdi meyve toplama zamanı yaklaşıyordu.
Şimdi
küçük bir ara…
İnsanın
bu hayatta bitmek bilmeyen istekleri vardır. Kimi zaman istekleri ve ihtiyaçları
karışsa da, insan hep ister. İyi bir iş, iyi bir eş, kariyer, evlat sahibi olmak…
Bu liste uzayıp gider.
Ancak
insana hayat her zaman istediği sonucu vermez. Sorunda burada başlar zaten: Bu
isteklerin bir çoğu sonuç kısmıdır. Sonuç ise insanın kontrolünde
değildir. Bu yüzden insan kontrol edebileceği kısımla; oluşturduğu sebeplerle
ilgilenmelidir. İnsan kontrol edebileceği kısma odaklandığında sonuç ne olursa
olsun durumdan şikayet etmez. Çünkü işin en başında elde edeceği sonucu değil,
o sonuca giden yolda vereceği emeği seçmiştir. Bu yüzden insan isteklerinin
karşılığının ne olacağını öngörebilmelidir. Böylece sonuç ne olursa olsun geri
dönüp baktığında “iyi ki” diyebilir.
“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla
mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara
hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.
70 Yorumlar
Herbiri etrafımızda sıklıkla karşılaştığımız sorunlar, ne güzel açıklanmış istemediğin sonuçla karşılaşmamak için doğru sebepler oluşturmak gerektiği. Teşekkürler.
YanıtlaSilHayatta oluşturdumuz sebeplerin önemini çok güzel açıklayan bir yazı olmuş. Elinize sağlık...
YanıtlaSilElinize sağlık, sebep sonuç ilişkisi açıklayan güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilDeneyim transferi ile sorunun cevabını vermek, farklı ve güzel bir yaklaşım olmuş, elinize sağlık 🌺
YanıtlaSilSen boşver sonuçları, sebeplere odaklan…
YanıtlaSilSonuçlarfan çok sebeplere odaklanmak dileğiyle 🌼 ellerinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı. Emeğinize sağlık... İnsan sonucu kontrol etme isteği, hedefine giden yoldaki sebepleri kaçırmasına sebep oluyor çoğu zaman. Kaliteli sebepler oluşturmak için çabada olabilmek ümidiyle...
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık hocalarım
YanıtlaSilHep iyisi ,hem de en iyisi olsun ister insan. Hep sonuç ile ilgilenir, ama sebebine bakmak aklına gelmez
YanıtlaSilGerçekten de insan kontrol edebileceği kısımlara sebeplerle ilgilenmelidir... Ne kadar güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlık 🤍
YanıtlaSilÇok güzel ve anlamlı bir paylaşım olmuş🌺
YanıtlaSilİnsanın istekleri hiç bitmiyor. İsteğine ulaştıkça yenisini istiyor. Bu bir döngü. İnsan ihtiyaçlarına göre yaşamayı bilmeli.
YanıtlaSilEllerinize saglik ne guzel anlatilimis💐
YanıtlaSilEmeğinize sağlık. Muhteşem bir yazıydı. Yazanlar, okuyanlar inşAllah iyiki diyebilenlerden olurlar.
YanıtlaSilİnsan hayatta oluşturduğu sebepleri sevince sonuçla çok ilgilenmiyor. Zaman geçip geriye baktığında iyi ki de bunları yapmışım diyen insan olmak çok kıymetli🦋
YanıtlaSilSebeplere odaklanabilmek ne kadar kıymetli 🌸
YanıtlaSilElinize sağlık🌼
YanıtlaSilFarklı öykülerde,farklı problemleri deşifre etmişsiniz.. Problemlerimize çözüm sunan Deneyimsel öğreti iyi ki var 🤲
Güzel sebeplerimiz olsun inşallah 💕
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı emeklerinize sağlık…
YanıtlaSil"Insan kontrol edebileceği kısımla; oluşturduğu sebeplerle ilgilenmelidir" bu söz çok iyi geldi 🌸 yazı için teşekkürler 😊
YanıtlaSilMiktar yasası, Gizzıt, beklenti, kota, bedel, ego... Her birinin içinde bulunduğu öyküler... Elinize, emeğinize, bedelinize sağlık...
YanıtlaSilBirçok öykü fakat aynı çıkarım... İnsan hayatından ders mi alamıyor kim bilir?
YanıtlaSilSebep oluşturup sonucu beklemeyenlerden olmak duası ile… ellerinize sağlık…
YanıtlaSilKaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş 🌸
YanıtlaSilYazinizi severek okudum devamini bekliyorum
YanıtlaSilSebeplere odaklanınca çoğu noktada farklı bakıp ödenecek bedelleri göze almaya başlıyoruz. Hayatı daha konforlu yaşamanın yolu... Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık çok güzel ve faydalı bir yazı olmuş. 😊🌸
YanıtlaSilİyi ki bu öğreti ile tanışmışım 🙏
YanıtlaSilÇok güzel bi yazıydı tamda ihtiyacım olan zamanda😍
YanıtlaSilEllerinize sağlık. İnsanların istekleri bitmiyor. İnsanın istekleri ve ihtiyaçlarını ayırt ettiğinde mutlu ve başarılı olur. Teşekkürler 💐
YanıtlaSilElinize sağlık, keyifli bir yazı olmuş, küçük bir mola tadında :)
YanıtlaSilİnsan ne zaman istek kontrolü yapabildiğinde özgürlesebiliyor. Çunku çoğu istegini ihtiyaç olarak karistirabiliyor.
YanıtlaSilCok guzel bir yazi emeginize saglik
Sebebi istiyoruz, sonuçtan şikayet etmiyoruz 🤗
YanıtlaSilkaleminize sağlık güzel bir yazı olmuş .sebeplere odaklanmak... sonuç odaklı olmamak...
YanıtlaSilHayatın içerisinde küçük bir ara verip, şikayeti bırakabiliyor olmak..
YanıtlaSilO ara içerisinde çözüm becerisi geliştiriyor olmak.. Emeklerinize sağlık :)
Sebeplere odaklanabilsek keşke ve isteklerimizi kontrol edebilsek… umarım
YanıtlaSilEllerinize sağlık.
YanıtlaSilKaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş🤍
YanıtlaSilKaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilHepimiz iyi şeyler istiyoruz ama hepimiz o istediğimiz şeylere uygun şekilde emek veriyor muyuz?
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 🌱
Çünkü işin en başında elde edeceği sonucu değil, o sonuca giden yolda vereceği emeği seçmiştir... İnsan oluşturduğu sebeplerini seviyor, oysa insanı mutsuz eden sonuç beklentisidir. Kaleminize sağlık, elinize sağlık. Çok güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilHayatımıza kısa bir mola vermek ve bigeriye dönüp bakmak gerek dimi? Be zaman buraya geldik? Nasıl geldik peki? Doğru yaptıklarımız beydi düzeltmemiz gerekenler neydi, daha da iyi yapabileceklerimiz neydi? Yazarda bizi düşündürdüpü için teşekkür ederm. Görsellerde goş olmuş ellerinize sağlık🌺
YanıtlaSilEmeğinize sağlık, yine güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilİstediğim sonucu elde etmek için doğru sebebimi oluşturmalıyım. Teşekkür ederiz. Güzel bir yazı.
YanıtlaSilElinize sağlık 👏
YanıtlaSilHayaller peşinde koşarken, hayatı unutanlara...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık :)
YanıtlaSilİnsan istiyor istemesine de ne kadar istediği şeyin karşılığını vermeye hazır. Güzel bir hatırlatıcı olmuş...
YanıtlaSilŞimdiki varış noktamız için, iyi ki neleri yapmışız?
YanıtlaSilSonuca takılmamak için insanın sebebine güvenmesi lazım, sebep de malesef bizim en kaytardığımız yer.
YanıtlaSilSabreden derviş muradına erermiş…
YanıtlaSilSabırla çabalamak 🤲🏻
Bedel ve sebep oluşturmanın önemini anlatan bir yazı... Elinize sağlık
YanıtlaSilİnsan sonuca değil, sebebe odaklanmalıdır.
YanıtlaSilÇok anlamlı ihtiyaç gideren bir yazı olmuş
YanıtlaSilHayatta güzel sebepler oluşturmaya ve ihtiyaçlarımıza odaklanırsak, hayat ne kolay ölü, emeklerinize sağlık
YanıtlaSilİnsan ister de ister… ister istemesine de, isteklerinin peşinden koşarken esas meseleyi kaçırır ya hani. Avcının köyü kaybetmesi misali…
YanıtlaSilSebeplerimize odaklanabildiğimiz bir ömrümüz olsun inşallah
YanıtlaSil👏🏻
YanıtlaSil👏👏👏
YanıtlaSilİyi ki diyebilmek
YanıtlaSilGüzel bir yazı, sebeplere odaklanması, sonuçlar elimizde değil
YanıtlaSilHedeflerine ulaşanların da, ulaşamayanların da ortak davranış kalıpları var, bunu bana öğrettiğin için, teşekkürler DTÖ
YanıtlaSilEmeğinize kaleminize sağlık
YanıtlaSilKeşke değil iyi ki demek için … güzel bir yazı . Elinize sağlık
YanıtlaSilNe yapmayı bilmek için eğitim şart. Teşekkürler
YanıtlaSilElinize sağlık, çok güzel bir yazı. Aslolan yolda olmak ve her zaman kendinden beklenenin üzerinde bir performans sergilemek...
YanıtlaSilGünümüz tüketim dünyasında sonuç odaklı olmak artık normal bir şey oldu. Çocuğumuzun kreşe alışma süresi bile hemen olsun bitsin istiyoruz. Sonuçlar hemen gelsin ve ben uğraşmayayım. Ama üniversite sınavında iyi bir puan almak için nasıl en az 1 sene cok iyi bir şekilde çalışmak gerekiyorsa, cocuk yetiştirirken evlilik dengesini kurarken daha fazla ve sürekli emekler gerektiğini unutmamalıyız. Biz doğru emekleri ödedikten sonra sonuçlar zaten er yada geç olumlu oluyor. O yüzden emek kısmına odaklanıp doğru mu yanlış mı fazla mı az mı kısmına bakmak sonucu beklemek veya değerledirmekten daha iyi olacaktır.
YanıtlaSil🪻🔹
YanıtlaSilDoğru sebepler olusturabiliriz inşallah doğru seçtiğimiz şeyler için 🪷
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 🌸
İyi ki diyebileceğimiz sebeplerimiz olsun inşallah
YanıtlaSil