TOPRAĞIN TURNUSOLU ORTANCALAR

Rüzgarlı ve soğuk bir gündü. Ağaçlar, her esintiyle kalan yapraklarını da döküyorlardı. Uzun zaman sonra ilk kez evdeydi, pencereden dışarı bakıyordu. Bahçe girişindeki sıralı ortancalara takıldı gözü, çıplak kalmışlardı. Bu elbette bir aldatmacaydı, bahar gelsin bu hallerinden eser kalmayacaktı. Kartopu gibi açıp tanınmayacak bir güzelliğe bürüneceklerdi.

Toprağına göre açacağı renge karar veren çiçek olur mu? Oluyordu işte; alı, moru toprağa göre değişiyordu.

“Toprak önemli, nereye kök salacağın, nereden besleneceğin önemli” diye iç çekti.

Sadece ortancalar için mi? İnsan da öyle değil mi?

Rengi değişmiyor mu, bulunduğu yere göre?

Yaşadığımız yer, ailemiz, arkadaşlarımızla bir alışverişimiz yok mu?

İyi sebepler oluşturmak, insanı önünde sonunda iyi sonuçlara ulaştırır. Attığımız adımların, yaptığımız hamlelerin bir karşılığı vardır. Bu sebeple ne verip karşılığında ne aldığımız önemlidir. Ne uğruna neyi feda ettiğimiz de... Bazen kazandığımızı zannederken kaybederiz. Koyduğumuz hedefin bulunduğumuz yerle alakası yoktur. Gitmek istediğimiz yere ters bir istikametteyizdir. Yol başka, yön başka… Oysa ancak doğru zeminde ve dosdoğru yolda kalarak ilerleyebiliriz. Doğru toprakta açan doğru renkte çiçek olabiliriz.

Bitkiler topraktaki mineralleri emer ve gelişir. Kökleri sayesinde hem sağlam durup hem de beslenirler. Elbette her toprak her bitki için uygun değildir. Doğru yerde ve doğru zamanda olmak gerekir. Uygun iklimi ve koşulları bulmak önemlidir. İhtiyaca göre ışık, su ve diğer besinler.. Yerini beğenirse döktürecek bir bitki bir bakarsın ihtiyacı karşılanmazsa solup gitmiş.

İnsan da çevresindekilerle etkileşim halindedir. İzledikleri, dinledikleri, yiyip içtikleriyle kendini besleyebileceği gibi zehirleyebilir de… Fayda verecek ilişkiler dünümüze göre iyi olmamızı sağlar. Dengeli ve temiz beslenmek sağlığımıza katkı sağlar. Öğrendiğimiz faydalı bilgilerle de iyi bir birikim yapar, hayatımıza konfor katabiliriz. Faydayı göz ardı edersek ne olur?

Nasıl ki aynı ortanca topraktaki asit oranı değişirse farklı renkte çiçek verebilir. Pembe açabilecekken mor ya da mavi de olabilir. İnsan da öyle..

İnsan da hayatta yaptığı seçimlerle bozulabildiği gibi toparlanabilir. Bazen, uzun süre görmediğimiz biriyle karşılaşıp “Çok iyi gördüm, seni” deriz ya hani... Duruşu, bakışı, yüzü gözü güzelleşmiştir. Kendimizce bir sebep buluruz, işi, eğitimi ya da evliliği ona yaramış diye düşünürüz. Ne demektir, yaramak?

Zıttı da olabilir. İyi tanıdığın biriyle uzun zaman sonra karşılaşır, yabancılık çekersin. Sanki aynı bedende başka biri gibi gelir. Mimikleri, tonlaması, gülüşü bile değişmiştir. Geçen zaman ona yaramamıştır. Nedir yaramazlık?

İnsan her gözünü açtığı sabah o günün seçimleri için hazırdır. Bu seçimlerin sonu bir mükafata çıkabileceği gibi tersi de olabilir. Kötü işler, olumsuz sebepler, yanlış bedeller ise iyi olmayan bir son inşa eder. Her yeni gün yeni bir fırsat ve yeni bir imkan demektir. Ne için? Hangi renk çiçek açmak istiyorsak oraya yaklaşmak, orada olmak ve kalmak için..

Şimdi dönüp bu bahar öncesi toprağımıza bakma vakti…

Açmak istediğimiz çiçeğe uygun bir yerde miyiz?

Deneyimsel Tasarım Öğretisi, geçmiş deneyimlerle bugünümüzü 

ve yarınımızı tasarlamamızı sağlayan bir gerçeklik ilmidir. 

Bireylerin problemlerini doğru tespit edebilmeleri ve çözüme 

ulaşabilmeleri için stratejiler sunar.

 

“Kim Kimdir”, “İlişkide Ustalık”, “Başarı Psikolojisi” programlarıyla 

mutlu ve başarılı olmak isteyen insanlara 

hedeflerine ulaştıracak yöntemler gösterir.